1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1992/3289 K: 1993/1969 T: 20/05/1993


İmar planında açıklayıcı hüküm bulunmadığı hallerde zemin katın en fazla 4.00 m. yükseklikte olabileceği nedeniyle zemin 5.50 m. yükseklikte asma kat yapılmasını öngören ruhsat tadilatının iptali ile inşaatın durdurulmasında isabetsizlik görülmediği

Dava, davacı tarafından yapılan inşaata ait 1.11.1990 tarih ve 20/1 no.lu ruhsat ile 5,5 metre kotlu asma katlı tadilat ruhsatının iptali ile inşaatın durdurulmasına ilişkin 5.2.1991 gün ve 89 sayılı ve aynı doğrultudaki 18.3.1991 gün ve 230 sayılı Belediye Başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davalı idarece tesis edilen işlemin imar mevzuatına uygun olup olmadığının denetlenmesi bakımından Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden taşınmazla ilgili olarak düzenlenen 30.12.1988/gün ve 11/9 sayılı ilk inşaat ruhsatının yol seviyesi altında bir, yol seviyesi üstünde 4 olmak üzere 5 katlı bir yapılaşmayı ve 12,50 metrelik bir saçak seviyesini öngördüğü, bununda yol seviyesi üzerinde 4 katlı her katta 3 metrelik kat yüksekliği ve 50 cm subasman anlamına geldiği, yapı ile ilgili olarak düzenlenen tadilat ruhsatı ile ilgili olarak ise, yine yol üzerinde 4 yol seviyesi altında 1 olmak üzere 5 katlı bir yapılaşma öngörülmesine karşın yapı yüksekliği olarak 14,50 metre yüksekliğin öngörüldüğü, bunun ise ilk ruhsata göre 2.00 metre fazla yapılaşmaya izin verme anlamına geldiği ve bu nedenle gerek imar planı ile getirilen yapılaşma koşuluna ve gerekse imar mevzuatına aykırı olması nedeniyle hatalı işlemin geri alınması niteliğinde tadilat ruhsatının iptali ile inşaatın durdurulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin 16/14 maddesi uyarınca ve imar planının izin vermesi halinde binaların iç yüksekliği en az 5,50 metre olan, zemin katında düzenlenen ve ait olduğu bağımsız bölümü tamamlayan, iç yüksekliği 2,40 metreden az olmamak ve yola bakan cephe veya cephelere 3.00 metreden fazla yaklaşmak üzere “Asma kat” yapılması olanaklı ise de, mahallinde bilirkişiler tarafından yapılan ölçümde yapının kot alınan yoldan en düşük 0,50 metre en yüksek 0,30 metre yüksekte zemin katının oturması ve zemin kat+1.kat toplamının yoldan en düşük 5.80 metre, en yüksek 6.40 metreye ulaşması nedeniyle zemin katla birlikte değerlendirilecek olan 5,50 metre yüksekliğin aşıldığı, diğer taraftan Belediye Meclisi kararıyla yürürlüğe konulan ve kısa bir süre uygulanan tabii zeminden (Toprak seviyesinden) itibaren 2,50 metrelik yüksekliğin, kapalı ve açık çıkma yapılmamak ve ardiye, depo vb, faaliyetler için kullanılmak kaydı ile zemin kat olarak değerlendirilmesi kararına da yapının zemin katının tabii zeminden en az 3.20 en çok 3,80 metre yükseklikte yapılması nedeniyle aykırı olması dolayısıyla yapının inşaatının durdurulmasının be sebeple de yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu işlemin iptali istemi ile açılan davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu Antalya İdare Mahkemesinin 21.4.1992 günlü, 1992/483 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.