1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1992/3417 K: 1993/2048 T: 24/05/1993


3194 sayılı imar kanununun 39. maddesine istinaden verilen yıkma kararının idare mahkemesince yargısal denetimi sırasında davacı ve davalı idarece yaptırılan tespitler sonucu düzenlenen bilirkişi raporları bir biriyle çelişkili olmasına karşın bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın karar verilmesinde isabet görülmediği

Dava, davacıya ait 6 parsel sayılı yerde bulunan yapının yıkılacak derecede tehlikeli olduğu gerekçesiyle nüfus ve eşyadan tahliyesine ilişkin 25.4.1991 günlü, 90/12726 sayılı statik büro raporunun iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, dava konusu edilen 25.4.1991 günlü 90/2726 sayılı Fatih Belediye Başkanlığı İmar ve Planlama müdürlüğü yazısının; bina ile ilgili statik raporların Zabıta Müdürlüğü’ne gönderilmesine ilişkin olduğu, anılan yazıyla yerin ilgilileri tarafından bugüne kadar İ.T.Ü. veya benzeri bir bilimsel kuruluştan bina ile ilgili herhangi bir rapor getirilmediğinden statik raporlar gereği nüfus ve eşyadan tahliyesinin yapılmasının Zabıta Müdürlüğünden istenildiğinin görüldüğü, 23.3.1990 günlü statik raporda ise; anılan yerdeki zemin+1+2 normal katlı yarı kargir binada tadilat çalışması yapıldığı, ön cephe tarafındaki konsol kısmındaki ahşap dikmelerin ilgililerince 3 gün içerisinde aynı cins malzeme ile takviye edilerek geçici önlem alınmasının, nüfus ve tahliye için 20 gün süre verilmesinin; tahliyeyi müteakip bu yerdeki yarı kargir ahşap binanın İmar Kanununun 39.maddesine göre yıktırılmasının istenildiğinin anlaşıldığı, bu statik rapor üzerine; davacıların başvurusu üzerine 28.6.1990 tarihinde Fatih 2.Asliye Hukuk Hakimliğinde delil tespiti suretiyle yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda; İ.T.Ü Öğretim Üyelerinden oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen raporda; tespit konusu binada şimdiki durumu itibariyle, çökme veya yıkılma tehlikesi mevcut olmadığı, binanın nüfus ve eşyadan tahliyesinin gerekli görülmediği, binanın eski ve yıpranmış bir yapı olduğu, zamanla taşıyıcı elemanlarının mukavemetlerinin daha da azalmasının kaçınılmaz olduğu, bu nedenle binanın kullanımına özen gösterilmesi ve ileride olumsuz belirtiler görüldüğü takdirde teknik elemanlar aracılığı ile gerekli tedbirlerin alınmasının tavsiye edilmesinin uygun olduğu görüşlerine yer verildiği, bu bilirkişi raporunun 25.4.1991 günlü, 90/12726 sayılı yazı gereği olarak davacılar tarafından davalı idareye iletildiği, bu durumda; yıkım tehlikesinin söz konusu olmadığı, İ.T.Ü Öğretim Üyelerinden oluşan bilirkişi heyetince tespit edilmiş bulunduğundan bu gerekçeyle nüfus ve eşyadan tahliye edilmesi yolundaki 25.4.1991 günlü, 90/12726 sayılı işleminde hukuka uygunluk görülmediği, davalı idarenin bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarının ise söz konusu raporu kusurlandıracak nitelikte görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde yaptırılan tespitle; tespit konusu binada şimdiki durumu itibariyle çökme veya yıkılma tehlikesi mevcut olmadığı, binanın nüfus ve eşyadan tahliyesinin gerekli görülmediği, binanın eski ve yıpranmış bir yapı olduğu, zamanla taşıyıcı elemanların mukavemetlerinin daha da azalmasının kaçınılmaz olduğu, bu nedenle binanın kullanımına özen gösterilmesi ve ileride olumsuz belirtiler görüldüğü takdirde teknik elemanlar aracılığıyla gerekli tedbirlerin alınmasının tavsiye edilmesinin uygun olduğu görüşlerine yer verildiği, davalı idarenin 23.3.1990 günlü, statik raporunda ise; 6 parsel sayılı yerdeki zemin+1+2 normal katlı yarı kargir binanın ön taraftaki 3 katlı bölümde 1 normal kattaki ön cephenin konsül çıkmasında cephe tadilatının yapılma çalışmaları bulunduğu, bu çalışmalar sırasında konsoldaki taşıyıcı dikmelerin zayıflatıldığı ve yerinden oynatılmış olduğu, binanın yapı olarak gün geçtikçe zayıfladığı ve döşemelerinde şehimlere, tüm taşıyıcı ahşap elemanlarında çözülme, kopma ve çürümelerin oluştuğu, binanın arka tarafında yan duvarları biriketten, tavan kısmı ahşap malzemeden gayri fenni yapılmış tek katlı bölümünde döşeme şehimlenmelerinin önemli derecede arttığı, bu haliyle binanın gerek binayı kullanmakta olanlar açısından gerekse çevresi bakımından can ve mal emniyeti açısından sakıncalı ve tehlikeli durum oluşturulduğunun belirtildiği, bu durumda davacı ve davalı idarece yaptırılan tespitlerin birbirine aykırı olduğu anlaşıldığından aykırılığın giderilmesi için Mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekirken bu inceleme yapılmaksızın verilen kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu 4.idare Mahkemesinin 11.2.1992 günlü 1992/155 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.