Evvelce kamulaştırılarak mülkiyetlerinden çıkan taşınmazla ilgili imar planı değişikliğinin, belde sakini olarak beldenin ve beldede yaşayanların olumsuz etkileneceği yolunda bir iddia ileri sürmeyen davacıların bu plan değişikliğine karşı dava açma ehliyetleri bulunmadığı nedeniyle işin esası konusunda karar veren mahkeme kararında isabet görülmediği
Dava, davacıların hissedarı olduğu taşınmazla ilgili plan değişikliği ile buna ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yürürlükteki mevzuat itibariyle Boğaziçi Kanununda Boğaziçi kıyı sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde imar planı değişikliği, tevhit ve ifraz işlemleri ile konut yapılmasına cevaz veren bir hüküm kalmadığı, dava konusu parselin de Boğaziçi Öngörünüm bölgesinde kalması nedeniyle bu parsele ilişkin tevhit ve ifraz işlemi yapılamayacağından bu konuda tesis edilen dava konusu işlemlerde yasal düzenlemeye uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemlerin iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı idareler ve davaya katılan tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacıların hissedarı olduğu taşınmazın plan değişikliğine tabi tutulan 17.340 m2’lik kısmının TRT Yönetim Kurulunun kamulaştırma kararına istinaden TV prodüksiyon Merkezinin tevsik maksadıyla kamulaştırıldığı, buna ilişkin tebligatların 1983/yılında gerçekleştirildiği, kamulaştırma işlemlerinin kesinleştiği ve taşınmazın 17.340 m2’lik kısmının mülkiyetinin TRT Genel Müdürlüğüne geçtiği, davacıların taşınmazın bu kısmı ile mülkiyet ilişkilerinin kalmadığı, davanın 67.223 m2’lik 3 parsel sayılı taşınmazın 17.340 lık kısmında plan değişikliği yapılması sonucunda artan kısmında meydana gelecek değer kaybı ileri sürülerek açılmadığı gibi bu plan değişikliği sonucunda belde sakini olarak ta beldenin ve beldede yaşayanların olumsuz etkileneceği yolunda bir iddia ileri sürülmediği göz önüne alındığında bu davayı açmaya ehliyetleri olmadığı sonucuna varılmış olup, İdare Mahkemesince TRT Genel Müdürlüğünün ehliyet def’i yerinde görülmeyerek işin esasına girilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle İstanbul 4.İdare Mahkemesinin 27.9.1991 günlü, 1991/1503 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.