1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1992/4665 K: 1993/2702


400 m2 arsa tahsisini içeren tapu tahsis belgesi üzerine ıslah imar planına göre daha az miktarda yer verilebileceği.

İstemin Özeti : Ankara 7.İdare mahkemesinin 23.6.l992 günlü, E:l990/2l6, K: l992/657 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir

Savcı Düşüncesi: Uyuşmazlık, davacıya tapu tahsis belgesi ile verilen 400 m2 yerin bir kısmının imar ıslah planı ile başka şahsa verilmesine ilişkin işlemi, İmar Affı Kanunu hükümlerine aykırı olarak düzenleme ortaklık payı dışında kesinti yapıldığı, tapu tahsis belgesi ile belirlenen miktarın bir kısmının tahsis belgesine sahip kimseden alınması sonucunu doğuran işlemde imar ıslah planı amacına ve 298l sayılı Yasaya aykırılık bulunduğu gerekçesiyle iptal eden idare mahkemesi kararının bozulması isteminden oluşmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, mülkiyeti Hazine’ye ait arazi üzerinde mevcut gecekondusu nedeniyle tapu tahsis belgesi için yaptığı başvuru üzerine işgali altında bulunan 456l m2’lik alan karşılığı olarak 400 m2’lik tapu tahsis belgesi verildiği, imar parselasyon planları yapılırken alınan düzenleme ortaklık payı sonrası davacının gecekondusunu da kapsayacak şekilde 293.58 m2 olarak teşekkül ettirilen parselin tapusunun düzenlendiği anlaşılmaktadır.

298l sayılı İmar Affı Kanununun 10. maddesinin birinci fıkrası, Hazine’ye ait arsa ve araziler üzerinde gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların gerekli tespitler yapıldıktan sonra bu yerin hak sahibi adına tahsis edileceğini, ilgilisine tapu tahsis belgesi verileceğini hükme bağlanmıştır.

Yasanın uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 19. maddesinin c bendi ile arsa tahsis edecek kuruluşu ilgilisi adına en fazla 400 m2’lik arsa tahsisi yaparak tapu tahsis belgesi düzenleyebileceğini 25. maddesinin ikinci fıkrasında ıslah imar planına göre kesinleşip satışı yapılacak arsa alanının, tapu tahsis belgesinde yazılı alandan farklı olması halinde gecekondu sahibine satış sırasında mahsup veya ilave borç tahakkuk ettirileceğini belirtmiş bulunmaktadır.

Olayımızda da davacıya sözü edilen yasal düzenlemeye uygun olarak 400 m2’yi geçmemek üzere tapu tahsis belgesi düzenlenerek verilmiş ve daha sonra ıslah imar parselasyonu yapılırken gecekondusunun da içinde bulunduğu 293.58 m2’den oluşan parsel düzenleme ortaklık payı da hesaplanarak kendisine verilmiş ve tapuda bu şekilde düzenlenmiştir.

Açıklanan nedenlerle, 298l sayılı Yasa ve uygulanmasına dair yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılan işlemde hukuka aykırılık görülmediğinden, söz konusu işlemi iptal eden idare mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, tapu tahsis belgesi sahibi olan davacını, yapılan ıslah planı sonucunda kendisine işgal ettiği yerden daha az yer verilerek bu yerin başkasına verilmesine ilişkin işleminin iptali istemiyle açılmış., idare mahkemesince davacıya tahsis edilen yerden düzenleme ortaklık payından fazla olarak yapılan kesintilerin imar affı kanununa göre dayanaksız olduğu, işgal edilen tapu tahsis belgeli yerin bir kısmının tahsis belgesine sahip olan kimseden alınmasına neden olacak şekilde işlem tesis edilmesinin imar ıslah planının amacına ve 298l sayılı Kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

298l sayılı Kanunun 3290 sayılı yasa ile değişik l0. maddesinin (a) bendinde, bu kanun hükümlerine göre hazine, belediye il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların l2. madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve bu tahsisin yapıldığının tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu tahsis belgesi” verileceği, tapu tahsis belgesinin ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği kuralı yer almıştır.

Değinilen bu yasa kuralında sözü edilen tapu tahsis belgesinin taşınmazın mülkiyetini, belge sahibine nakleden veya mülkiyeti tespit eden bir tapu niteliğinde olmadığı ancak yasa ile belirli koşulların varlığı halinde gecekondu sahibine verilecek tapuya esas teşkil eden bir belge olduğunda kuşku yoktur.

Olayda ise davacıya gecekondusunun işgal ettiği yer için 400 m2 karşılığında tapu tahsis belgesi verildiği, daha sonra yapılan ıslah imar planı ile yapısının bulunduğu yerde oluşturulan 293.58 m2’lik imar parselinin toplam yüzölçümünün 544.37 m2 olması ve 67.2l m2 düzenleme ortaklık payı alınmasına rağmen davacıya tahsis edilen taşınmazdan düzenleme ortaklık payından daha fazla kesinti yapıldığı noktasından kaynaklandığı, aynı gerekçe ile de İdare Mahkemesince işlemin iptaline karar verildiği temyiz dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır.

Yukarıda değinildiği gibi tapu tahsis belgesinin mülkiyeti tespit eden bir belge olmaması ve 298l sayılı Kanunda öngörülen 400 m2’nin azami sınır olması karşısında ıslah imar planı sonucunda davacıya yapısının bulunduğu yerden 293.58 m2 yer verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle yasaya aykırı olan temyize konu Ankara 7.İdare Mahkemesinin, 23.6.l992 günlü E:l990/2l6, K:l992/657 sayılı kararının bozulmasına dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 28.6.l993 gününde oybirliğiyle karar verildi.