Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda ıslah imar planı gereğince yapılan parselasyon işlemi sırasında davacıya parselinin bulunduğu yerden tahsis yapılması mümkün iken köşe konumundaki parsel yerine ada içerisine kaydırmanın yerinde olmadığı belirtildiğinden, mahkemece işlemin iptaline karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği
Dava, taşınmazın 2981/3290 sayılı Yasa uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince davacının 500/1980hissesine sahip olduğu taşınmazın bulunduğu yerde şuyulandırma yapıldığı, yapılan şuyulandırma sonucu davacının yerinin değiştirildiği ve 2 numaralı parselin kendisine verildiğinin anlaşıldığı, idarece tesis olunan dava konusu işlemin imar mevzuatına teknik yönden uygun olup olmadığının tespiti bakımından mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; hisseli alanlarda imar uygulamasının temel ilkesinin olanaklar ölçüsünde özel parselasyon planlarına uyması gerektiği, amacının da her kişinin parselinde ayrı yapı yapabilmesi olduğu, dava konusu parselin ise boş olduğu ve yapı adası bütününde köşe parsel olarak yer aldığı, davacının hissesine yapı yapmamış olması nedeniyle adeta cezalandırıldığı, hisseli bölünmüş alanlarda imar ıslah planı ve ona bağlı imar uygulaması yapmanın önemli bir kuralının da; özel parselasyon planlarının imar ıslah planı yapmaya verdiği olanak olduğu, imar ıslah planı ifraz haritaları ve özel parselasyon planı incelendiğinde olayda bu olanağın mevcut olduğunun görüldüğü, böylelikle şuyulandırma işleminde davacının yerine yapı adası içerisinde kaydırma yerine kendi konumunda bırakılmasının daha gerçekçi olacağı, davacının yerinin düzenlemeden önce bağımsız parsel niteliğinde olduğu, ıslah imar planı yapılırken böylesi önemli bir verinin yönlendirici bir unsur olması gerektiği, sonuç olarak da; yapılan şuyulandırma işleminde davacıya düzenlemeden önceki yerinin verilmesi gerektiği ve düzenlemeden önce köşe konumunda bulunan parselin yapı adası içerisine kaydırılmasının yanlış olduğunun belirtildiği, bilirkişi raporuna davalı idarece yapılan itirazın yerinde görülmediği, bu durumda mevzuata uygun bulunmadığı anlaşılan dava konusu şuyulandırma işleminde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle işlem iptal edilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 28.4.1992 günlü 1992/589 sayılı kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.