Mevcut imar planlı yerde bulunan gecekonduların bir yapı topluluğu niteliği taşımaması sebebiyle ıslah imar planı yapılamayacağı, bu yöndeki davacı isteminin yerinde olmadığı
Dava, davacının içinde gecekondusunun bulunduğu parselin davacıya devrinin yapılamayacağına ve bu konuyla ilgili muameleleri yapmaya yetkili merciin Büyükşehir Belediyesi değil, İlçe Belediyeleri olduğuna ilişkin belediye meclisi kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; 2981 sayılı Yasanın 9.maddesinin (b) bendinde “Hazine belediye, İl Özel İdarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün idare ettiği arsa veya arazileri üzerine, yapılmış gecekondular (a) fıkrasındaki hükümlere tabi olup, arsa bedeli ilgili kuruluşa peşin veya en geç 4 yıl içinde on iki eşit taksitle bu kanun hükümlerince çıkarılacak yönetmelikte belirlenen esaslara göre ödenir…” hükmüne yer verildiği, daha önce tapu tahsis belgesi verilmiş olan imar affı başvurusu bulunan ve hakkında satışına karar verilen parsellerin dava konusu kararda belirtildiği gibi imar parselleri olmasının diğer şartlar oluştuğu takdirde imar affından yararlanmasına engel teşkil etmeyeceği ve bu işle ilgili yetkinin ilçe belediyesine geçmiş olması hususu daha önce yetkili belediyece yapılmış işlemleri ortadan kaldırmayacağı ve yetkili kılınan yeni belediyenin bu yetkiyi parsel üzerinde önceden imar affı yasaları uyarınca verilmiş tapu tahsis belgesini dikkate alarak kullanmak zorunda bulunduğu bu nedenle davalı idarece tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
3290 Sayılı kanun ile Bazı Maddeleri Değiştirilen ve Bazı Maddeler Eklenen 2981 sayılı kanun uygulamasına Dair Yönetmeliğin 20.maddesinde “Islah İmar Planı;
a)-Bir yerleşme alanı yada yapı topluluğu niteliği kazanmış imar mevzu atına aykırı yapılan bulunan hisseli arsa veya arazilerde,
b)-Üzerinde bir yerleşme alanı yada yapı topluluğu niteliği kazanmış imar mevzuatına aykırı yapılar bulunan hisseli arsa veya arazilerde,
c)-Üzerinde imar planı ve mevzuat hükümlerine aykırı yapılanmalar bulunan ve bu nedenle uygulama kabiliyeti kalmamış olan imar planı olan alanlarda,
d)-Islah imar planı olabilecek nitelikleri taşımadığı belediye yada valilikçe belirlenen özel parselasyon planı bulunan alanlarda, yapılır” hükmü kurula bağlanmış, aynı yönetmeliğin 25.maddesinde de “ıslah imar planı hazırlanıp onaylandıktan ve kanunun 10.madde (c) bendi gereğince, kesin parselasyon durumu belirlenip tapuya tescil edildikten sonra, durum, belediye veya valilikçe gecekondu sahiplerine duyurulur.
Gecekondu sahibi tapu tahsis belgesi ile birlikte, arsa tahsis eden kuruluşa müracaat ederek satın alma işlemini sonuçlandırır ve tapu idaresinden tapusunu alır…” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu belediye meclisi kararının özünün taşınmazın bulunduğu bölgede bir ıslah imar planı yapılmasına yönelik talebe ilişkin olduğu, ancak mevcut gecekonduların ilgili yönetmelik maddesinde belirtildiği şekilde bir yapı topluluğu niteliği taşımaması sebebiyle mevcut planlı yerde bir ıslah imar planı yapılmasının mümkün olmadığı, gecekonduların bulunduğu alanın böyle bir çalışmayı gerektirmeyecek bir sahada bulunması karşısında belediye meclisince imar planı mevcut olan yerde bulunan taşınmazların imar parseli olmaları sebebiyle üzerlerindeki gecekonduların imar affı hükümlerinden yararlanmalarının mümkün olmadığı gerekçesiyle tesis edilen işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ancak davacıların 2981 Sayılı Yasa hükümleri karşısında yararlanacak gecekonduların var olması halinde bu alanda gecekonduların korunmasının mümkün olmaması nedeniyle bir gecekondu önleme bölgesinden yer tahsis edileceği tabiidir.
Bu nedenle dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyize konu İzmir 3.İdare Mahkemesinin 8.6.1992 günlü, 1992/658 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.