Belediye mülkiyetinde bulunan ve parselasyon işlemine tabi tutulan parsellerden düzenleme ortaklık payı alınmaksızın belediye adına imar parselleri oluşturulmasında isabet görülmediği
Dava, İmarın 843 ve 155 parsel sayısında kayıtlı taşınmazların 3194 Sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, dava dosyası ile işlem dosyasının ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun incelenmesinde davacıya hisseli parsel tahsisinde ve yaklaşık % 35 oranında düzenleme ortaklık payı alınmasında ve usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılarak, işlemde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporda, davacılara ait taşınmazların bulunduğu yörede 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca düzenleme yapıldığı, % 35’in altında düzenleme ortaklık payı alındığı, ancak düzenlemeye giren belediyeye ait yedi adet kadastro parselinden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamak suretiyle düzenleme ortaklık payı oranının % 31’den, % 34’e yükseltildiği ve % 3 fazla kesintinin kamu yararına tahsis edildiğinin kanıtlanamadığı, düzenleme bölgesindeki kapanan yolların yoldan ihdas edilerek belediye adına parsel üretilmesi gerekirken bunun yapılmadığı, plana ve yönetmeliklere aykırı imar parselleri üretildiği, düzenlemenin 3194 sayılı Yasanın 18.maddesinin temel prensiplerine uymadığı belirtildiği halde İdare Mahkemesince dava konusu işlemde mevzuata aykırılık görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, 22.8.1989/günlü, Belediye Encümeni kararı ile davacılara ait parselin de bulunduğu alanda 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi gereğince resen arazi ve arsa düzenlemesi yapılmasına karar verildiği, 28.11.1989/günlü, Belediye Encümeni kararı ile imar uygulama sahası içinde kalan 163,169,828,931,830,840,842 numaralı parsellerden imar uygulamalarından dolayı düzenleme ortaklık payı alınmamasına karar verildiği, davalı idarenin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ise, anılan parsellerin daha önce imar planında kamu hizmetlerine ayrılmış olmaları nedeniyle kamulaştırılmak suretiyle belediye adına tescil edildiğini ve bu nedenle düzenleme ortaklık payı kesilmediğini öne sürdüğü anlaşılmaktadır.
Kamulaştırma nedeniyle belediye adına tescil edilen 163 ve 828 sayılı kadastro parsellerinin düzenleme sonucunda tamamının, imarın 15 ada 1 parsel sayısında kayıtlı pazar yerinden tahsis edildiği, 169, 831 ve 842 sayılı kadastro parsellerinin düzenleme sonucunda kısmen pazar yerinden, kısmen de imar adalarından imar parselleri olarak verildiği, 830 ve 840 sayılı kadastro parsellerinin ise tamamına karşılık imar parselleri verildiği anlaşıldığından, belediye mülkiyetinde düzenlemeye giren ve kamu hizmetlerine de tahsis edilmeyen kadastro parsellerinden düzenleme ortaklık payı kesilmeksizin belediye adına imar parselleri oluşturulmasında; diğer taraftan düzenleme bölgesindeki kapanan yolların yoldan ihdas edilerek belediye adına parsel üretilmemesinde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesine ve İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkındaki Yönetmelik kurallarına uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda İdare Mahkemesince, bilirkişi raporunda yer alan ve yukarıda belirtilen konularda yeterli bir inceleme yapılarak, bu hususların parselasyon işlemini davacı yönünden kusurlandırılıp kusurlandırmayacağı açıkça ortaya konularak bir karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın reddi yolundaki kararda yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu Trabzon İdare Mahkemesinin, 14.5.1992 günlü, 1992/257 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.