İkinci derecede askeri yasak bölgede bulunan inşaatın KKK tarafından durdurulmasında isabetsizlik bulunmadığı
Dava, davacının taşınmazı üzerine tarımsal gıda ve benzeri maddeleri depolama, pazarlama ve ihracat için depo yapmak amacıyla inşaata başlamasına müteakip K.K.K: 1.Zırhlı Tugay Komutanlığı’nın 10.10.1989/günlü yazısı gerekçe gösterilerek Belediye Zabıtasınca inşaatın mühürlenmesini takiben inşaat yapılan yerin 2.derece Askeri Yasak Bölge içerisinde yapıldığı gerekçesiyle inşaatın durdurulması yolunda işlem tesis edildiğinin anlaşılması üzerine dilekçe ile 1.Ordu Komutanlığına yapılan başvurunun reddine ilişkin 29.11.1989/günlü K.K.K 3.Kolordu Komutanlığı işleminin, 24.1.1990 tarihli müracaatının reddine ilişkin 16.3.1990 günlü işlemin, 3.4.2990 tarihli dilekçe ile yapılan itirazın reddine ilişkin 3.8.1990 günlü Genel Kurmay Başkanlığı işleminin, söz konusu yapının yıkımına ilişkin K.K.K 3.Kolordu Komutanlığı’nın 16.1.1991 günlü işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, dava dosyasındaki belgelerin incelenmesinden, 16.3.1990 günlü, 3.Kolordu Komutanlığı ret yazısında, söz konusu inşaatın konumu itibariyle 2.derece Askeri Yasak Bölge içerisinde bulunan Çatalca Tahkimli Mevzilerinin askeri değerini olumsuz yönden etkilemesi nedeniyle askeri yönden sakınca yaratacağı şeklinde ret gerekçesi bildirdiğinin görüldüğü, ayrıca ikinci derece kara askeri yasak bölgelerinin tabela ile gösterileceği, etrafının çit ve tel örgü ile çevrileceği ve tapuya şerh verileceği yönünde 2565 sayılı yasada bir hüküm bulunmayıp sadece Resmi Gazetede ilanı yeterli görülmüş olup aksi yönde bir iddianın da mevcut olmadığı 2565 sayılı Yasanın 9/f maddesi uyarınca ruhsata tabi olmayan mahalde yapılan yapılar içinde yetkili komutanlıktan izin alınmasının gerektiği, öte yandan, idarenin yargı yönünden denetimi, işlemin yasa hükümlerine uygun tesis edilip edilmediği hususu ile sınırlı olup aynı mahaldeki diğer inşaatlara izin verilmesi veya izin alınmadan yapının tamamlanması; davacı taşınmazını yasal hale getirmeyeceği gibi yasal olmayan işlemlerin emsal alınıp yargısal denetimde irdelenmeyeceği, bu hususlar dikkate alındığında davalı idare işleminin yasa hükümleri çerçevesinde ve yasaya uygun biçimde tesis edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle reddedilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin iptali istemi ile açılan davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu İstanbul 1.İdare Mahkemesinin 5.11.1992 günlü, 1992/1149 sayılı kararında, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.