Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda uyuşmazlık konusu 1/500 ölçekli yol düzenleme planının alanın geleneksel yapısını hangi bakımdan bozduğu konusunda somut bir belirlemeye yer verilmediği, koruma kurulundan yol güzergahının kamulaştırılmasının sakıncalı olmadığı konusunda görüş alındığı anlaşıldığından, mahkemece, sadece geleneksel yapının bozulması düşüncesi ile hareket edilerek kamu yararının üstünlüğü tartışılmaksızın karar verilmesinde isabet görülmediği
Dava, taşınmazın yola alanına ayrılması yolunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca onaylanan 1/500 ölçekli Ortaköy Yol Düzenleme Planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, dava konusu plan üzerindeki mevcut yol güzergahının uygun olmadığı, gelenek sel dokuyu zedelediği, yol güzergahında korunması gerekli çınarların bulunduğu, Ortaköy geleneksel yerleşme dokusunda, Koruma Kurulunca özgün yapı dokusunun korunması ve yaşatılması için tanımlanan ve onanlı planda plan hükmü olarak öngörülen üçüncü boyuta itibar etmeyen planlama ile gereksiz araç trafiği yaratacağı nedeniyle otopark ve dönüş izlerinin kaldırılması gerektiği, ekli krokide belirtildiği gibi bir düzenlemenin yapılabileceği görüşünde birleşildiğinin belirtildiği, bu durumda, parselin Ortaköy Yol Düzenleme Planında refüj olarak düzenlenmesinde şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına uygun bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, mevcut tarihsel dokuyu korumak amacıyla sözü edilen plan konusunda, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun görüşünün alındığı ve Kurulun 10.5.1990 günlü, kararı ile öneri arter üzerinde tescilli yapı bulunmadığı için gerekli kamulaştırma ve yol açımının yapılabileceğine karar verildiği, korunması gerekli çınar ağaçlarının birinin yol ortasındaki şeritler arasında, diğer ikisinin ise tretuvarda kalması nedeniyle korunmasının sağlandığı, ayrıca bilirkişi raporunda dava konusu planın hangi bakımdan ve bölgenin hangi bölümünde geleneksel dokunun bozulmasına yol açtığı hususunda açık ve somut bir belirleme yapılmadığı, sadece soyut ifadelere yer verildiği, Ortaköy geleneksel yapısının bozulması düşüncesi açısından hareket edilmesine karşın bu konuda kamu yararının üstünlüğünün tartışılmadığı anlaşıldığından mahkemece yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle İstanbul 2.İdare Mahkemesinin 16.12.1992 günlü, 1992/1574 sayılı kararının yukarıda değinilen hususları da kapsayan yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmek üzere bozulmasına karar verildi.