Kamulaştırma yapan idarece taşınmazın malikinin adresinin yeterince araştırılmadığı anlaşıldığından, ilanen tebliğ işlemi göz önünde bulundurularak açılan davanın mahkemece süreaşımı yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmediği.
2577 sayılı Yasanın 54.maddesinin 1.fıkrasının (C) bendine göre kararın düzeltilmesi istemi yerinde görüldüğünden Dairemizin 1.4.1993 günlü, 1993/1269 sayılı kararı kaldırılarak işin esası incelendi.
Dava, taşınmazın toplu konut yapımı amacıyla kamulaştırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davacının tebligata elverişli adresinin, Tapu Sicil Müdürlüğünden, Vergi Dairesinden, Emniyet Müdürlüğünden ve Jandarma Komutanlığından araştırıldığı, alınan yanıt yazılarında davacı adresinin tespit edilemediğinin bildirilmesi üzerine 13.12.1985 günlü, Ekspres Gazetesinde kamulaştırılma işleminin ilan edildiği ilan tarihinin bitiminden itibaren 30 gün içinde dava açılmayarak, bu süre geçirildikten çok sonra 15.1.1992 tarihinde işlemin iptali istemiyle dava açıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2942 sayılı Yasanın 7.maddesinin 1.fıkrasında, idarenin kamulaştırılan taşınmaz malın sahiplerini, tapu kaydı yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden ve ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile belgelere bağlamak suretiyle tespit ettireceği kuralı yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı adresinin taşınmazın bulunduğu ilçe Tapu Sicil Müdürlüğünden araştırılmadığı, adres araştırmasına yönelik davalı idare yazısına İl Nüfus İdaresinin yazısı ile kayıtlı bulundukları hane, cilt, sahife ve mahalle, köy ismi belirtilmediğinden istenilen adres tespiti yapılamadığı şeklinde cevap verildiği, dolayısıyla nüfus kayıtları üzerinde yeterli araştırma yapılamadığı, davacının Belediye ve Vergi Dairelerine vergilerini düzenli ödediğini belirtip vergi makbuzlarını dosyaya ibraz ettiği anlaşıldığından, davalı idarece yukarıda yer alan yasada öngörülen şekilde adres araştırması yapılmaksızın ilanen tebligat yoluna gidilmesinde ve İdare Mahkemesince de ilanen tebligatın esas alınarak davanın süre yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; temyize konu Adana 2.İdare Mahkemesinin 3.7.1992 günlü, 1992/464 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.