Yapılan parselasyon işleminde şekil eksikliği olması durumunda idarelerin hatalı işlemleri düzeltebileceği ilkesi ile yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor da dikkate alınarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
İstemin Özeti: Sivas İdare Mahkemesinin 30.3.1993, günlü, E: 1991/571 K: 1993/107 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savcı Düşüncesi: Uyuşmazlık, davacının parselinin bulunduğu sahada İmar Kanunu`nun 18. maddesinin uygulanmasına ilişkin belediye encümeni kararının ve bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan dava da davacıya ait parselde yapılan parselasyon ile parselin dört ayrı parsele bölündüğü bu işleme karşı dava açılmasından sonra encümen kararı ile davacıya ait parselin uygulama alanı içerisinde kaldığı halde parselasyona ilişkin encümen kararında zikredilmediği ve kararın bu şekilde tevzihine karar verildiği, bu durumda davacının taşınmazında 18. madde uygulaması yapılmasına ilişkin bir idari işlem bulunmadığı halde uygulamaya gidildiği ve dava açıldıktan sonra parselin 18. madde kapsamına alındığının anlaşıldığı, bu nedenle davacının parseline 18. madde uygulanmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle işlemi davacının parseline yönelik olarak iptal eden idare mahkemesi kararının bozulması isteminden oluşmaktadır.
Dava dosyasının ve dosyada mevcut bilirkişi raporunun incelenmesinden, üç imar adasını içeren dava konusu 30.7.1991 gün ve 2290 sayılı encümen kararı ile bu sahada 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına karar verildiği ve bu karar doğrultusunda bu adalardaki parselleri içeren düzenleme işlemlerine başlanıldığı, parselasyon işleminin iptali istemiyle dava açılması üzerine davacının parselinin ve bu parselle birlikte 14 adet üç imar adasına dağılmış parsellerin sözü edilen encümen kararında belirtilmediğinin anlaşılması üzerine 20.12.1991 gün ve 4232 sayılı encümen kararı ile bu parsellerinde uygulama alanı içerisinde kaldığı da belirtilmek suretiyle parselasyona ilişkin encümen kararının tavzihine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacının parselinin bulunduğu üç imar adasından oluşan düzenleme kararında davacı parselinin yazılmamış olması nedeniyle ortaya çıkan şekil noksanlığının daha sonra alınan encümen kararı ile giderilmiş olması ve uygulamada da 3194 sayılı İmar Kanunu`nun 18. maddesine uygun olarak işlemlere başlanılması karşısında, anılan madde uygulamasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunun kabulüne hukuken imkan bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile yaptırılan bilirkişi incelemesi de dikkate alınarak bir karar verilmek üzere idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Türk Milleti Adına Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Dava, … Merkez 2. Bölge, … Mahallesi, 13 pafta, 79 ada, 36 parsel sayılı yerdeki taşınmazda 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca düzenleme yapılmasına ilişkin 30.7.1991 günlü, 2290 sayılı belediye encümeni kararı ile bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin 27.9.1991 günlü, 3182 sayılı encümen kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davacının maliki bulunduğu 36 parsel sayılı taşınmazın içinde yer olmadığı bazı taşınmazların 18. madde uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin 30.7.1991 günlü, belediye encümeni kararına dayanılarak davacı taşınmazında da 18. madde uygulaması yapıldığı, davacının bu uygulamaya yönelik olarak yaptığı itirazın 27.9.1991 günlü encümen kararı ile reddedildiği, 25.11.1991 gününde kayda giren dilekçe ile davanın açıldığı, dava dilekçesinin 16.12.1991 gününde idare tarafından tebellüğ edildiği, 20.17.1991 günlü, 4232 sayılı belediye encümeni kararı ile 30.7.1991 günlü belediye encümeni kararının 36 no.lu parseli de içerecek şekilde düzeltildiği, bu durumda davacının taşınmazında 31.94 sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulanacağına ilişkin herhangi bir idari işlem bulunmadığı halde uygulamaya gidilmiş olduğu, daha sonra uyuşmazlık konusu parselin bu kapsam içine alındığı, idarenin hukuk düzenin de değişiklik yaratan idari işlemlerinin yasal dayanaklarının bulunması ve idari yargı denetimi sırasında da bu dayanağın ortaya konulmasının zorunlu olduğu oysa, davacının parselinin 18. madde uyarınca düzenlemeye alınmasının hukuki dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin davacının parseline ilişkin olan kısımlarının iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
İmar Kanunu`nun 18. maddesi uyarınca yapılarak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin Düzenleme Sahalarının Tespiti Esasları başlıklı 5. maddesinde düzenleme sahasının bir müstakil imar adasından daha küçük olamayacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 13 pafta, 79 adanın iptali istenilen 30.7.1991 günlü, 2290 sayılı belediye encümeni kararıyla düzenlemeye tabi tutulduğu, sadece davacının 36 parselinin bu kararda gösterilmediği, ancak bu şekil noksanlığının daha sonra alınan 20.12.1991 günlü, 4232 sayılı encümen kararı ile giderilmiş olduğu ve düzenleme işleminin de İmar Kanunu`nun 18. maddesinde belirlenen yöntem ve ilkeler uyarınca yapıldığı bilirkişi raporunun incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda İdarelerin hatalı işlemlerini düzeltebileceği ilkesi ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapordaki bulgular da gözetilerek yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle Sivas İdare Mahkemesinin 30.3.1993 günlü, E: 1991/571 K: 1993/107 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 13.6.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.