1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1993/3088 K: 1994/2443 T: 13.6.1994


İmar düzenlemelerinde öncelikle düzenlemeye girecek alanın boyutları ve bu alanda genel hizmetlere ayrılacak alanlar belirlenmeli, genel hizmetlere ayrılacak alanlar düzenleme ortaklık payı olarak ayrılan arsa ve arazi parçalarının toplamı yoluyla karşılanamıyorsa, kamulaştırma yoluna başvurulmalıdır.

İstemin Özeti: İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 29.4.1993 günlü, E: 1988/496, K: 1993/496 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Dava, davacıya ait … Merkez Mahallesi 02-2 pafta, 51 ada, 16 parsel sayılı taşınmazın 2981 sayılı Yasa uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, 2018 m2 yüzölçümlü taşınmazdan % 35 oranında düzenleme ortaklık payı olarak 706,30 m2 nin alındığı, 409.7 hissenin bedele dönüştürüldüğü kalan hissesine karşılık 902 m2 yüzölçümlü 26.127 pafta, 1783 ada, 8 no.lu parselin verildiği, 2018 m2 lik taşınmazın 556 m2 sinin imar ıslah planında çocuk bahçesi ve 560 m2 sinin de yola ayrıldığı toplam düzenleme alanı ile kamuya ayrılan alanların miktarının ne kadar olduğunun sorulması üzerine ara kararına verilen cevapta ıslah imar planının uygulanması sonucunda oluşan ada ve parsellerin sayısının çok fazla olduğu ve geniş bir alanı kapsaması nedeniyle kamuya ayrılan alan miktarı hakkında kesin bir bilgi verilmediği, sadece davacının taşınmazına komşu diğer adalardaki parsellerden de % 35 oranında düzenleme ortaklık payı alındığının bildirildiği, bu durumda dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

2981 sayılı Yasanın 10/C maddesinde; “İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde imar adası veya parseli olabilecek büyüklükte alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapıları yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir. Belediye veya valiliklerin talebi halinde bu yetkiler kadastro müdürlüklerince de kullanılır… Islah imar planı ile düzenlemeye tabi tutulan arsa ve arazilerin yeni sahiplerine verilmesinde valilik veya belediyelerce arsa ve arazilerin durumuna göre düzenleme ortaklık payı alınabilir…” hükmü yer almaktadır.

Buna göre yapılacak imar düzenlemelerinde öncelikle düzenlemeye girecek alanın boyutlarının daha sonra da bu alanda genel hizmetlere ayrılacak alanların belirleneceği düzenleme ortaklık payının düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeye giren kısımlarının yüzölçümleri ile genel hizmetlere ayrılan alanların oranlanması yoluyla bulunacağı umumi hizmetlere ayrılan alanlar düzenleme ortaklık payı olarak alınan arsa ve arazi parçalarının toplamı yoluyla karşılanamıyorsa bu durumda kamulaştırma yönteminin uygulanacağı açıktır.

İdare Mahkemesince 4.6.1991 ve 11.2.1993 günlü ara kararlarıyla düzenleme sahasında düzenlemeye giren toplam düzenleme alanı ile bu düzenleme ile kamuya ayrılan alanların ne miktarda olduğunun sorulmasına karşın davalı idarece verilen 21.4.1993 günlü yanıtta ıslah imar planının uygulanması sonucunda oluşan ada ve parsellerin sayısının çok fazla olduğu ve geniş bir alanı kapsaması nedeniyle kamuya ayrılan alan miktarı hakkında kesin bir bilgi verilemediği belirtilmiş ise de, söz konusu bu alanlar belirlenmeksizin düzenleme ortaklık payının alınması ve oranının da belirlenmesi imar mevzuatına göre mümkün bulunmamaktadır.

Bu nedenle, yukarıda belirtilen hususların ayrıntılı bir incelemesi sonucu uyuşmazlığın çözüme ulaştırılması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 29.4.1993 günlü, E: 1988/496, K: 1993/496 sayılı kararının yeniden bir karar verilmek üzere (BOZULMASINA), dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 13.6.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.