1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1993/673 K: 1993/3111 T: 15/09/1993


Davacıya ait parsellerin ifrazı halinde diğer parsellerin imar durumunun ne olacağı bilirkişi raporunda açıklanmadığından bu hususun açıklığa kavuşturulması için bilirkişilerden ek rapor alınması gerektiği

Dava, 22 parseli oluşturan kadastral parsellerden üzerinde koruma altına alınan yapı bulunan 13 sayılı parselden 17 ve 18 numaralı parsellerin ifraz edilmesi yolundaki başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; 3194 sayılı İmar Kanununun 15.maddesi açıklanarak bu madde hükmüne göre imar planlarında umumi hizmet alanına ayrılmamış taşınmazların asgari cephe genişlikleri ve büyüklükleri yönetmelikte belirtilen ölçülere uygun olmaları koşuluyla ifrazlarının yapılmasının gerektiği, diğer taraftan mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile de davacıya ait 17 ve 18 sayılı parsellerin 13 sayılı parselden ayrılması halinde oluşacak bağımsız parselin İzmir İmar Yönetmeliğine göre müstakil olarak yapılaşmaya elverişli olduğunun anlaşıldığı, bu durumda davacının ifraz isteminin reddinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, karar davalı belediye başkanlığı ile davalı idare yanında müdahil tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden 22 parseli oluşturan kadastral parsellerden 13-14-15-16-17-18 sayılı parsellerden davacının maliki bulunduğu 17-18 numaralı parsellerin ifraz edilmesi isteminin davalı idarece reddedilmesi üzerine açılan davada ifraz işleminin gerçekleştirilmesi halinde 17-18 numaralı parsellerin bağımsız parsel durumuna gelmeleri halinde geride kalan 13-14-15-16 no.lu parsellerin imar durumlarının ne durumda olacağının bilirkişilerce mahkemeye sunulan raporda belirtilmediği anlaşılmaktadır.

Bu durumda yukarıda belirtilen hususun incelenmesi amacıyla mahkemece bilirkişilerden ek rapor istenilerek bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceğinden bu hususlar araştırılmaksızın verilen idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu İzmir 1.İdare Mahkemesinin 4.6.1991 günlü, 1991/426 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.