2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemi sonucunda, hissesinden fazla yer işgal etmek suretiyle inşa edilen imar mevzuatına aykırı yapıların korunması amacıyla, hisseyi aşan oranda yer tahsis edilemeyeceği.
İstemin Özeti: Bursa 2.İdare mahkemesinin 23.l2.l993 günlü E.l992/525 K.l993/894 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Tetkik Hakimi Düşüncesi: Parselasyon işlemi ile, düzenlemeye giren hisse oranında yer tahsis edilebileceğinden, hisseli parsel üzerinde bulunan ve davacıya ait olduğu belirtilen yapıların yer aldığı parsellerin tamamından hisseyi aşan oranda pay verilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, davacının düzenleme işlemi öncesindeki hissesinin belirlenmesi, düzenleme ortaklık payı alınmasından sonra kalan miktarın tahsisinin nasıl yapıldığının araştırılması suretiyle karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, eksik incelemeye dayalı idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava…Belediye Encümeninin 6.l2.l990 günlü 7756 sayılı kararı ile 298l sayılı Yasanın l0/c maddesi gereğince yapılan parselasyon işleminin, merkez 2.Bölge 4970 ada 9 ve ll parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmış idare mahkemesince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davanın eski l3l7 ada 50 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin düzenleme sonucunda üzerinde davacıya ait yapı bulunan 4l0.02 m2 yüzölçümlü 4970 ada ll parsel sayılı taşınmazda toplandığı, ancak üzerinde yine davacıya ait yapı bulunan aynı yerdeki 9 parsel sayılı taşınmazın ise davacıya verilmediği ve mülkiyet sorunu çözmeyi amaçlaması gereken düzenleme işlemi ile tersine bir sonuç yaratıldığı, uyuşmazlığa konu yapının davacının hissedarı olduğu bir imar parseli içinde bırakılmasının yerinde olacağı, sorunun davacıya hissesi oranında tahsis edilen yerin sahibi olduğu yapıyı içermiyor olmasından kaynaklandığı, yapının yanlışlıkla davacının hissedarı olmadığı bir imar parseli içinde kalması durumunun 298l sayılı Yasada öngörülen düzenleme kurallarına aykırı olduğu, düzenleme işleminin yeniden ele alınmasının uygun olacağı gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının eski l65 pafta l3l7 ada 50 parsel sayılı taşınmazda hissesine karşılık, parselasyon işlemi ile 4970 ada ll parsel sayılı ve üzerinde davacıya ait yapı bulunan parselden hisse verildiği, davacının üzerinde kendisine ait yapı bulunduğunu iddia ettiği, 4970ada 9 parsel sayılı taşınmazın ise başka kişilere tahsis edildiği anlaşılmaktadır.
Parselasyon işlemi ile davacıya ancak hissesi oranında ve düzenleme ortaklık payı kesildikten sonra kalan alan kadar yer tahsis edilmesi mümkündür. Düzenleme öncesindeki hisseli parsel üzerinde, hissesinden fazla yer işgal etmek suretiyle imar mevzuatına aykırı şekilde inşa edilmiş yapılar bulunması, bu binaların işgal ettiği taşınmazların tamamının, hissesini aşan miktarda davacıya tahsisini gerektirmez. Ancak, şerh düşülmek suretiyle davacıya ait olduğunun belirlenmesi mümkündür.
Bu durum karşısında, dava konusu parselasyon işleminin ada dağıtım cetvellerinin de incelenmesi suretiyle, davacının düzenlemeye giren hissesinin miktarının belirlenmesi, düzenleme ortaklık payı alınıp alınmadığının ve alınmış olması durumunda usulüne uygun hesap yapılıp yapılmadığının ve kalan miktarın tahsisinin nasıl yapıldığının ortaya konulması suretiyle uyuşmazlığın çözümlenebileceği açıktır.
Anılan hususlarda yeterli araştırma yapılmaksızın düzenleme öncesinde hisseli olduğu anlaşılan parselin muhtelif yerlerinde davacıya ait binalar bulunduğundan ve bu yapıların üzerinde bulunduğu parsellerin tamamından davacıya hisse verilmesi ve parselasyon işleminin mülkiyet sorununu çözmeyi amaçlaması gerektiğinden bahisle işlemin iptal edilmesi yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Bursa 2.İdare Mahkemesinin 23.l2.l993 günlü E.l992/525 K.l993/894 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 1.3.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.