1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1995/1233 K: 1995/2991 T: 13.9.1995


Mevcut imar planında kamunun kullanımına ayrılmış bir taşınmazın kıyı kanunu ve yönetmeliği hükümlerinin yürürlüğe girmesinden sonra, 100 metrelik sahil şeridi içinde kalması durumunda imar planında değişiklik yapılması yoluyla bu yasa ve yönetmelikte öngörülen kurallara ters düşecek şekilde konut amacına tahsis edilmesi olanaklı değildir.

İstemin Özeti: İzmir 3. İdare Mahkemesinin 4.11.1994 günlü, E:1993/1112, K:1994/1031 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Türk Milleti Adına karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Dava, … 22 MI ve 22 LII paftalarda yer alan, … sitesinin güneydoğu cephesindeki yaya yolunu trafik yoluna ve park alanını konut alanına dönüştüren 5.2.1993 günlü, 3 sayılı belediye meclisi kararıyla onanan revizyon imar planının iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, yolun kıyıda yer alan kullanımlara servis verecek biçimde kısmen trafik yolu olarak güneye inecek hale dönüştürüldüğü ve sahile inen kısmının ortası ağaçlıklı iki tarafı yaya geçişi olacak şekilde planlandığı, davacının iddiasının aksine mevcut 14.50 metrelik trafik yolunun 10 metreye indirilerek bir kısmının yaya yolu olarak belirlendiği, yeşil alanın konut alanına dönüştürülmesi konusuna gelince; daha önceki plan ve düzenlemelerde sahil şeridinin ilk 50 metresi içinde kalan özel mülkiyetlerin sahil şeridinin gerisinde bulunan ve 1986/planında yeşil alan olarak öngörülen alanlarla yer değişiminin sağlandığı, yeşil alanın konuta dönüştürülmesi değil, 1986/planında öngörülen yeşil alanın sahil şeridine kaydırılmasının yapıldığı, plan değişikliğinin Kıyı Kanunu ve Yönetmeliği ile 3194 sayılı Kanunun 18. maddesine uygun olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyize konu idare mahkemesi kararının, yolla ilgili olarak yapılan plan değişikliğinin, Kıyı Kanununa, şehircilik esasları, planlama ilkeleri ve kamu yararına uygun olduğu nedeniyle davanın reddine ilişkin bölümünde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

3830 sayılı Kıyı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda sahil şeridi, kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alan olarak tanımlanmış, Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yönetmelikte de, sahil şeridinin birinci bölümünün, sadece açık alanlar olarak düzenlenen yeşil alan, çocuk bahçesi, gezinti alanları, dinlenme ve Yönetmelikte tanımlanan rekreaktif alanlardan ve yaya yollarından oluşan, kıyı kenar çizgisinden itibaren, kara yönünde yatay olarak 50 metre genişliğinde belirlenen alan olduğu, ikinci bölümünün, sahil şeridinin birinci bölümünden sonra kara yönünde yatay olarak en az 50 metre genişliğinde olmak üzere belirlenen ve üzerinde sadece Kanunun 8. maddesinde ve bu yönetmelikte tanımlanan toplumun yararlanmasına açık günübirlik turizm yapı ve tesisleri, taşıt yolları, açık otoparklar ve arıtma tesislerinin yer aldığı bölüm olduğu kurala bağlanmıştır.

Kıyı Kanunu ve ilgili yönetmeliğin kimi maddeleri, yürürlük tarihlerinden önceki imar planlarında yapılaşma öngörülmüş ancak henüz yapılaşmamış alanların düzenlenmesine yönelik olduğundan, planda yapılaşmayı yasaklayan amaçlara tahsis edilmiş taşınmazları kapsamamaktadır. Bu nedenle mevcut imar planında kamunun kullanımına ayrılmış bir taşınmazın, sözü edilen yasa ve yönetmelik hükümlerinin yürürlüğe girmesinden sonra, imar planında değişiklik yapılması suretiyle yukarıda değinilen kurallara ters düşen amaçlara tahsis edilmesi mümkün değildir.

Önceki imar planında yeşil alan olarak belirlenen dava konusu taşınmazın, 100 metrelik sahil şeridi içerisinde kalması halinde, yukarıda belirtilen esaslara aykırı bir kullanımı olan konut alanına dönüştürülmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda dava konusu taşınmazın, değinilen yasa ve yönetmelik kuralları uyarınca konumu belirlendikten sonra karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle İzmir 3. İdare Mahkemesinin 4.11.1994 günlü, E:1993/1112 K:1994/1031 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 13.9.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.