1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1996/2572 K: 1997/1838


İmar para cezasına ilişkin belediye encümeni kararının 7201 sayılı Yasanın 21. maddesinde belirtilen usule uyulmaksızın doğrudan muhtara bırakıldığının anlaşılması karşısında 6183 sayılı Yasaya göre kesinleşmiş ve vadesinde ödenmemiş bir kamu alacağından söz edilemeyeceğinden ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı.

İstemin Özeti: Diyarbakır İdare Mahkemesince verilen 29.12.1995 günlü, E:1995/243, K:1995/838 sayılı Kararın usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savcı Düşüncesi:6183 sayılı Yasaya göre kesinleşmiş ancak vadesinde ödenmemiş bir kamu alacağının tahsili için ödeme emri düzenlenebilir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesinde de, tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina halinde, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar ya da ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden ödeme emrinin dayanağı para cezası alınmasına ilişkin 14.2.1995 günlü, 63 sayılı Belediye Encümeni kararının davacıya usulüne uygun tebliğ edilmediği sonucuna varılmaktadır. Bu durumda kesinleşmiş ve vadesinde ödenmemiş bir kamu alacağından bahsedilemeyeceğinden bu alacağın tahsili için ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından temyize konu idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, … İli, … Mahallesi, 26 pafta, 498 ada, 37 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ruhsatsız inşaat nedeniyle verilen para cezasının vadesinde ödenmemesi nedeniyle düzenlenen 3.4.1995 günlü. 63/31 sayılı Ödeme Emrinin iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, ödeme emrine konu olan kamu alacağının kesinleştiği, davacı iddialarının da 6183 sayılı Yasanın 58.maddesi kapsamında olmadığı anlaşıldığından tesis edilen-işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Yasanın tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesinde, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması veya tebellüğden itina etmesi durumunda, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama durumunda tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşulardan birine varsa yönetici veya kapıcıya da bildirileceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı hükmü öngörülmüştür.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan imar para cezasına ilişkin 14.2.1995 günlü, 63 sayılı Belediye Encümeni kararının yakarıda yer alan yasa maddesinde belirtilen usule uyulmaksızın doğrudan muhtara bırakıldığının anlaşılması karşısında, 6183 sayılı Yasaya göre kesinleşmiş ve vadesinde ödenmemiş bir kamu alacağından söz edilemeyeceğinden, ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Diyarbakır İdare Mahkemesinin 29.12.1995 günlü, E:1995/243, K:1995/838 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 3.4.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.