1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1996/3408 K: 1997/1148 T: 03/03/1997


3194 sayılı yasanın 18. maddesinde yer alan parselasyon işlemiyle amaçlanan imar planı, plan raporu ve imar yönetmeliği hükümlerine göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, arazinin kullanma şekli mülk sınırları, mevcut yapıların durumu göz önüne alınmak suretiyle sorunsuz, üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmak olduğu

Dava, … sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Yasasının 18.maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemine ilişkin 14.3.1995 günlü, 284 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, imar planında tamamı yolda kalan davacı taşınmazına karşılık tahsis olunan 3167 ada, 2 sayılı parselin yıkılacak binanın bulunduğu köşe parselin sahip olduğu niteliklere ve değere sahip olmayan, dolayısıyla da eşdeğer sayılmayan bir parsel olarak kabulüne olanak olmadığı, bilirkişi raporundaki düzenlemeye giren davacı parseli ile düzenleme sonrası tahsis olunan parselin eşdeğer konumunda olmadığı yolundaki görüşün kabulü halinde de idareye tanınan ada düzenleme yetkisinin uygulanma olanağının ortadan kalkacağı sonucuna varıldığından, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekillerince temyiz edilmiştir.

3194 sayılı Yasanın 18.maddesinin 1.fıkrasında, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve resen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.

İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10/a maddesinde, düzenleme ile oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisinin sağlanacağı kuralı, aynı madde (b) bendinde de plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesinin sağlanacağı kuralı yer almaktadır.

Anılan Yasa ve Yönetmelik hükümlerinin değerlendirilmesinden parselasyon işlemiyle amaçlananın imar planı, plan raporu ve imar yönetmeliği hükümlerine göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu göz önüne alınmak suretiyle sorunsuz, üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmak olduğu açıktır.

Dosyanın incelenmesinden ise dava konusu parselasyon işlemi sonucu davacının yapısının bulunduğu kadastral 50 ada, 5 parseline karşılık konum olarak cephesi dar, derinliği fazla, ara bir parsel olan ve üzerinde 3.şahıslara ait avlulu kargir ev ve dükkan bulunan 3167 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın tahsis edildiği, bu durum bilirkişi raporunda da saptanmış olmasına rağmen mahkemece bilirkişi raporunda belirtilen görüşün kabulü halinde idareye tanınan ada düzenlemesi yapma yetkisinin uygulanma olanağının ortadan kalkacağı gerekçesiyle davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacıya tahsis edilen 3167 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın üzerinde yapılaşmaya müsait bir imar parseli niteliği taşımadığı anlaşıldığından, mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle mahkemece dava konusu parselasyon işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararda isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyize konu Manisa İdare Mahkemesinin 27.12.1995 günlü, 1995/1065 sayılı kararının bozulmasına, karar verildi.