1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1996/4650 K: 1996/5328 T: 26.11.1996


Anayasanın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağı bağlanmış, 2577 sayılı yasanın 7/2. maddesinde de buna koşut hüküm öngörülmüştür. Parselasyon planlarına karşı açılacak davalara ilişkin 12.02.1970 tarih, 1969/2 E., 1970/1 K: sayılı İçtihadı birleşme kararında da ilan tarihinin dava açma süresinin başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir.

İstemin Özeti: Davacıya ait Erzurum, Muratpaşa Mahallesi, Vaniefendi Mevkii, 8 pafta, 239 Ada, 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemine tabi tutulmasına ilişkin 28.11.1994 günlü, 529 sayılı encümen kararının iptali istemiyle açılan ve davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen ve temyiz edilmeyerek kesinleşen Erzurum İdare Mahkemesinin 23.11.1995 günlü, E: 1995/544, K: 1995/1161 sayılı kararının T.C. Anayasasının 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağının kurala bağlanmış olduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 2. fıkrasında da Anayasa kuralına paralel bir düzenleme getirilerek idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin yazılı bildirimin yapıldığı başlayacağının belirtildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanununa ilişkin Tebligat Tüzüğünün 51. maddesine göre, tebliğin muhatap muttali olmuş ise geçerli olacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılacağı ve muhatabın tebliğe muttalı olduğunun ve bunun tarihinin iddia ve ispatına cevaz bulunmadığının öngörüldüğü, diğer taraftan 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon planlarında ve dağıtım cetvellerinde kapsadıkları alan içindeki her taşınmaz mala karşılık sahiplerine verilecek bağımsız veya şüyulu imar parsellerinin parsel büyüklükleri, hisse miktarı, parsellerin konumu gibi hususların ayrı ayrı gösterildiği, bu planların düzenlemeye tabi tuttukları taşınmaz sahipleri için sübjektif ve kişisel işlemler oldukları bu durumda dava konusu parselasyon planının ilgili parsel sahiplerine tebliğ edilmesi ve sürenin bu tebliğ tarihine göre tespit edilmesi gerekirken, mahkemece ilan tarihi esas alınarak davanın süreaşımı yönünden reddedilmesinin hukuka açıkça aykırılık oluşturacağı gerekçesiyle 2577 sayılı Yasanın 51. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcılığı tarafından temyizen kanun yararına bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince 23.11.1995 günlü, E: 1995/544, K: 1995/1161 sayılı Erzurum İdare Mahkemesi kararının Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyizen bozulması istemi incelenerek gereği görüşüldü:

K: Dava, davacıya ait Erzurum, Muratpaşa Mahallesi, Vaniefendi Mevkii, 8 pafta, 239 ada 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemine tabi tutulmasına ilişkin 28.11.1994 günlü, 529 sayılı encümen kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, parselasyon işleminin 5.12.1994 tarihinden itibaren bir ay süreyle belediyede ilan edildiği, 5.1.1995 tarihinde askıdan indirildiği, 15.10.1994-13.12.1994 tarihleri arasında mahalli bir gazetede ilan edildiği, bu süreler içinde itiraz edilmediği ve tapuda tescil işleminin yapıldığı, parselasyona ilişkin duyurunun askıdan indirildiği 5.1.1995 tarihinden itibaren 60 gün içinde açılması gerekirken bu sürenin bitiminden sonra 6.6.1995 tarihinde açılan davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, temyiz edilmeyerek kesinleşen bu kararın Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması isteminde bulunulmuştur.

T.C. Anayasasının 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kurala bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 2. fıkrasında da Anayasa kuralına paralel bir düzenleme getirilerek idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin yazılı bildiriminin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı belirtilmiş, 7201 sayılı Tebligat Kanununa İlişkin Tebligat Tüzüğünün 51. maddesinde ise tebliğin muhatap muttali olmuş ise geçerli olacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılacağı ve muhatabın tebliğe muttali olduğunun ve bunun tarihinin iddia ve ispatına cevaz bulunmadığı öngörülmüştür.

Nitekim Danıştay İçtihatları Birleşme Kurulunun parselasyon planlarına karşı açılacak davalara ilişkin 12.2.1970 günlü; E: 1969/2, K: 1970/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da Anayasanın idarenin işlemlerinden dolayı açılacak davalarda süre aşımının yazılı bildirim tarihinden başlayacağı hükmü karşısında ilan tarihini dava açma süresine başlangıç kabul etmenin imkansız olduğu; Anayasanın temel hukuk kuralları dışında bir konuyu ayrıntılarıyla düzenlenmesi ve bu hükmün daha önceki Kanunlarda bulunup aynı konuyu düzenleyen hükümlere aykırı olması halinde konuyu yeniden düzenleyen Anayasa hükmünün uygulanmasının tabii olduğu hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon planlarında ve dağıtım cetvellerinde kapsadıkları alan içindeki her taşınmaz mala karşılık sahiplerine verilecek bağımsız veya şüyulu imar parsellerinin parsel büyüklükleri, hisse miktarı, parsellerin konumu gibi hususlar ayrı ayrı gösterildiğinden bu planların düzenlemeye konu olan taşınmazın sahipleri için sübjektif ve kişisel işlemler oldukları kuşkusuzdur.

Dosyanın incelenmesinden; dava konusu işlemin ilanen tebliği yoluna başvurulmadan önce davacının adresine tebligat yapıldığına ilişkin bir belge veya bilgi bulunmadığı, bu hususun idare mahkemesince de araştırılmadığı anlaşıldığından parselasyon işleminin ilan tarihinin işlemi öğrenme tarihi olarak alınması suretiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesine ilişkin idare mahkemesi kararı açıkça hukuka aykırı olmaktadır.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Erzurum İdare Mahkemesinin 23.11.1995 günlü, E: 1995/544, K: 1995/1161 sayılı kararının 2577 sayılı yasanın 51. maddesi uyarırıca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili ; olmamak üzere BOZULMASINA 26.11.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.