1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1997/1142 K: 1998/1566


Parselasyon işlemine karşı açılan dava sonucu mahkemece işlemin iptaline karar verilmiş olmasına ve bu kararın Danıştay’ca onanarak kesinleşmesine rağmen davalı idarece kararın daha önce de mahkemece yürütmenin durdurulması isteminin kabulü yolunda verilen kararın gereğinin yerine getirilmeyerek davacı parseli üzerindeki tecavüzlü yapının aykırılığının giderilmediği anlaşıldığından bu durum nedeniyle zarara uğradığı açık olan davacının tazminat isteminin incelenerek fiilen uğradığı zararın miktarı tespit edilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği.

İstemin Özeti: İstanbul 3.İdare Mahkemesinin 16.10.1996 günlü. E:1994/1277, K:1996/1168 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Tetkik Hakimi Gül Filiz Ercan’ın Düşüncesi: Davacının parseliyle ilgili olarak yapılan parselasyon işlemi nedeniyle ve söz konusu işlemin idare mahkemeesi kararıyla iptal edilmesinden sonra anılan kararın uygulanmamasından dolayı maddi zararın doğduğu açık olduğundan, bu hususun mahkemece araştırılarak zararın tespiti suretiyle tazmini yoluna gidilmesi gerekeceğinden, maddi tazminat isteminin reddedilmesine ilişkin mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava. … Sokak, … pafta. … ada. … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 2981/3290 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali itemiyle açılan davada İstanbul 3.İdare Mahkemesince verilen yürütmenin durdurulması km arının uygulanmaması nedeniyle uğranılan 1.500.000.000. lira maddi zararın dava tarihinde itibaren yürütülecek faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmış; idare mahkemesince, dosyanın incelen meşinden, davacı tarafından bu dava açıldıktan sonra 30.10.1995 günlü imar planı değişikliği ile davacı parseli lehine sınır düzeltilmesi yoluyla şuyulandırma cetvelinde belirtilen miktarda tahsis yapıldığının anlaşıldığı, bu durumda davacının gerçekleşmiş fiili bir zararından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş: karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2709 sayılı T.C. Anayasasının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olduğu. 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu, 138. maddesinin son fıkrasında da yasama, yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları; 2577 sayılı Yasanın 28. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında ise, idarenin Danıştay, bölge idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre en geç otuz gün içinde işlem tesis etmeye ya da eylemde bulunmaya mecbur oldukları, işlem tesis edilmeyen ya da eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden İstanbul 3.İdare Mahkemesinin 23.12.1992 günlü, E:1991/630. K:1992/1520 sayılı kararıyla davacıya ait 317 pafta, 2113 ada, 6 parsel sayılı taşınmazın 15 m2’sinin 7 sayılı parsele dahil edilmesi sonucunu doğuran ve 23.3.1989/günlü, 625 sayılı belediye encümeni kararıyla kabul edilen parselasyon işleminin 7 sayılı parsel üzerindeki ve 6 sayılı parsele tecavüzlü bulunan binanın kurtarılması amacıyla yapıldığı, ıslah imar planına aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği, bu kararın Danıştay’ca onanarak kesinleşmesine rağmen davalı idarece anılan kararın, daha önce de mahkemenin 8.5.1992 günlü. E:1991/630 sayılı yürütmenin durdurulması isteminin kabulü yolunda verilen kararın gereğinin yerine getirilmeyerek davacı parseli üzerindeki tecavüzlü yapının aykırılığının giderilmediği anlaşıldığından, belirtilen durum nedeniyle davacının bir zarara uğradığı kuşkusuzdur.

Bu durumda, mahkemece davacının tazminat isteminin incelenerek fiilen uğradığı zararın miktarı tespit edilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekmekte iken davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle İstanbul 3.İdare Mahkemesinin 16.10.1996 günlü, E:1994/1277. K:1996/1168 sayılı kararının bozulmasına dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 17.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.