Dava konusu uyuşmazlıkta bedelin tesbitine ilişkin encümen kararı ile kıymet takdirine ilişkin işlemlerin idari davaya konu edilebilen parselasyon işleminin bir unsuru olması nedeniyle parselasyon işlemi ile birlikte dava konusu edilebilmesinin olanaklı olması nedeniyle bu açıdan davanın görev yönünden reddine ilişkin kararda isabet görülmediği.
İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 31.10.1996 günlü, 1996/1399 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Dava, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin ıslah imar planı, bu plan uyarınca hazırlanan parselasyon planının kabulüne ilişkin … günlü, … sayılı belediye encümeni kararı ile ipotek bedellerinin tespitine ilişkin … günlü, … sayılı belediye encümeni kararı, … günlü kıymet takdir raporu ve … günlü,12487 sayılı Noterlik yazısının iptalleri istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu ıslah imar planında, 1/5000 ölçekli imar planına, şehircilik ilkeleri ve planlama teknikleri ile kamu yararına aykırılık bulunmadığı, bu plana dayalı olarak tesis edilen parselasyon işleminde de hukuka aykırılık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle anılan işlemlerin iptali istemiyle açılan davanın reddine, diğer taraftan ipotek bedellerinin tespiti ile kıymet takdir raporu ve bunların tebliğine ilişkin noterden gönderilen yazıya ilişkin işlemler açısından ise 2981 sayılı Yasa ile yollama yapılan 2942 sayılı Yasa uyarınca bedel tespitine ilişkin işlemlere karşı açılacak davalarda adli yargı yerinin görevli olacağı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, İstanbul, Eyüp, Esentepe Mahallesi, 388 ada, 13 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak yapılan ıslah imar planının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki temyize konu mahkeme kararının bu bölümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından mahkeme kararının anılan bölümüne ilişkin olarak bozma istemi yerinde görülmemiştir.
2981 sayılı Yasanın 10/c maddesinde, “imar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler re’sen yetkilidir. Belediye veya valiliklerin talebi halinde bu yetkiler kadastro müdürlüklerince de kullanılır…”hükmü yer almaktadır.
Dava dilekçesinin incelenmesinden davanın, ıslah imar planının ve bu plana dayanılarak yapılan parselasyon işlemine ilişkin … günlü, … sayılı belediye encümeni kararı ile bedel tespitine ilişkin … günlü, 277 sayılı belediye encümeni kararı, kıymet takdir raporu ve bu işlemlerin tebliğine ilişkin noterden gönderilen yazının iptali istemiyle açıldığı görülmekte ise de, bedel tespiti, ipotek tesis etmek gibi işlemler yukarıda belirtilen yasa hükmü uyarınca parselasyon işleminin unsurları olması nedeniyle tek başına dava konusu edilebilecek nitelikte bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın konusunun davacı parseli ile ilgili olarak yapılan ıslah imar planı ve parselasyon işleminin iptali istemi olarak belirlenip, yargılamanın bu işlemler açısından yapılması gerekmektedir.
Dosyada mevcut kıymet takdir raporunda dava konusu parselasyon işlemi ile tescil dışı kalan davacı parseline ilişkin olarak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre yapılan değer tespiti sırasında, parsel üzerindeki deponun dikkate alınmadığı, parselin vasfının yalnızca “Arsa” olarak belirlendiği anlaşıldığından anılan durum nedeniyle parselasyon işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır. Bu nedenle anılan işlemin iptali gerektiğinden aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemektedir.
Diğer taraftan, dava konusu parselasyon işlemi sonucu davacıya tescil dışı kalan parsel için 2942 sayılı Yasaya göre tespit edilecek bedelin peşin ödeme yoluyla mı yoksa ipotek tesis edilerek mi ödendiği dosyadan anlaşılamadığından mahkemece bu durumunda araştırılması gerekmektedir.
Ayrıca bedelin tespitine ilişkin encümen kararı ile kıymet takdirine ilişkin işlemlerin idari davaya konu edilebilen parselasyon işleminin bir unsuru olması nedeniyle parselasyon işlemi ile birlikte dava konusu edilebilmesi olanaklı olduğundan bu işlemler açısından mahkemece davanın görev nedeniyle reddedilmesinde de isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 4. İdare Mahkemesinin … günlü, 1996/1399 sayılı kararının ıslah imar planının iptali istemi açısından davanın reddine yönelik kısmının ONANMASINA, karar verildi.