1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1997/5781 K: 1998/6711 T: 22.12.1998


Ada dağıtım cetvellerinde dağıtıma ilişkin tüm bilgilerin sağlıklı biçimde yer alması gerektiğinden, bu kayıtların hatalı ve belirsiz olması durumunda parselasyon işlemi hukuka aykırı duruma gelir.

İstemin Özeti: Antalya 2. İdare Mahkemesinin 17.6.1997 günlü, E: 1996/409, K: 1997/532 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savcı Düşüncesi: … Merkez, … parsel sayılı taşınmazın 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali dileğiyle açılan davanın, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapora dayanılarak reddi yolunda idare mahkemesince verilen kararın bozulması istenilmektedir.

Mahkeme kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda; işlem dosyasında yer alan tapu senetlerinde imar parselleri yüzölçümleri ile tapu senetlerinde verilen payda rakamları birbirini tutmadığından hem davacı … ve hem de … için tahsis edilen mı yüzölçümlerinin anlaşılamadığı, ayrıca dosyada davacıya ait tapu senetleri bulunamadığından ve kadastral parsellere tahsis edilen imar adalarına ait tapuların arkasına düşülen hisselendirme kayıtları da eksik, noksan ve okunamaz olduklarından, isim olarak kişilere tahsis ve miktarları hakkında sağlıklı bir karar vermek olanağı bulunmadığı belirtilmiş, ancak hisselerin tahsisindeki fenni işlemlerin belediye ve tapu idaresince kontrol edildiği dikkate alınarak fenni bir hatanın yapılmadığı varsayımından hareketle imar parseli tahsis işleminin ve dağıtımların uygun olduğu kanısına varılmış; ne bilirkişilerce ne de mahkemece bu konunun gerçeğinin araştırılması için girişimde bulunulmamıştır.

Belirtilen durum karşısında idare mahkemesince, ilgili idarelerden ve davacılardan belge ve bilgilerin tam, doğru ve açık olanlarının yeniden istenilmesi suretiyle sağlıklı sonuca ulaşılarak bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

Türk milleti adına karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Dava, … Merkez, … Mahallesinde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemine ilişkin 19.10.1987/günlü, 5573 sayılı belediye encümeni kararının davacıya ait (eski) 503 ada, 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, taşınmazın bulunduğu yerde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada bulunan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parselin imar planında büyük oranda kamuya ait alanlarda kaldığı, eski yerinden taşınmaz tahsis edilmesi olanağı bulunmadığından, parselasyon alanında bulunan yapılaşmamış yerlerde oluşturulan parsellerden yer tahsis edilmesi suretiyle dağıtım yapıldığı, düzenleme ortaklık payının yasal sınır olan % 35`in altında alındığı, % 15-20 oranında kamu arsalarına hisselendirme yapıldığı ve kadastral parsel çok paydaşlı olduğundan, tahsis edilen imar parsellerinin de çok paydaşlı olduğu anlaşıldığından, işlemde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının parselasyon işlemi sonucunda kendilerine taşınmazlarının tamamının tahsis edilmediği, eksik yer verildiği iddiası ile bu davayı açtığı, ancak, dosyada bulunan ada dağıtım cetvellerinde parsel maliklerinin isimleri bulunmadığından, çok sayıda paydaşı olan kadastral parselin yerine taşınmaz tahsis edilip edilmediğinin anlaşılamadığı ve dosyadaki diğer belgelerin uyuşmazlığın çözümlenmesi için yeterli bilgi içermediği anlaşılmaktadır.

İdare mahkemesince karara esas alınan bilirkişi raporunda, kadastral parselin bir çok paydaşı bulunduğundan parselasyon işlemi sonucunda oluşturulan imar parsellerinin de çok paydaşlı olduğu, ancak paydaşların dağıtım cetvelleri üzerinde tek tek isimleri yazılarak belirtilmediği, her bir imar parseli için bir tapu senedi düzenlenerek bu senedin arkasına o imar parselinde paydaş olanların isimleri ve paylarının yazıldığı, işlem dosyasında bulunan tapu senetlerinde imar parseli yüzölçümleri ile tapu senedinde verilen payda rakamlarının birbirini tutmadığı, bu nedenle, tahsis edilen imar parsellerinin yüzölçümlerinin anlaşılmadığı, tapuların arkasına düşülen kayıtların eksik ve okunamaz durumda olması nedeniyle kişilere tahsis edilen arsa ve miktarları hakkında sağlıklı bir karar verme olanağı bulunmadığı belirtilmektedir.

3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uygulamasına ilişkin yönetmeliğin 35. maddesinde düzenlenen imar adalarının parsellere ayrılan kısmının yüzölçümü ile her ada içerisine rastlayan kadastro ve varsa imar parsellerinin yeni yüzölçümleri toplamı karşılaştırılarak, kadastro ve varsa imar parselleri karşılığı olarak hangi imar adası içinde imar parselleri tahsis edilebileceği tespit edilir ve bu amaçla bir tahsis cetveli düzenlenir; imar adaları içerisine yerleştirilen parsel sayısı ve her parselin yüzölçümü ile hangi kadastro ve varsa imar parselleri karşılık olarak verildiği, düzenlenecek ada dağıtım cetvelleri üzerinde gösterilir kuralı yer almakta; aynı yönetmeliğin tapu siciline beyan ve tescil başlıklı 41. maddesinde ise, tescil işlemi için tapu sicil müdürlüklerine gönderilen dağıtım cetvellerinin kadastro veya imar parsellerinin bulunduğu tapu kütüğünün beyanlar hanesine kaydedilir ve sonra sırayla imar parsellerinin tescili yapılır kuralı yer almaktadır.

Ada dağıtım cetvelleri ve diğer kayıtların dağıtıma ilişkin bilgileri sağlıklı bir şekilde içermesi zorunludur. Bu kayıtların hatalı ve belirsiz olması durumunda parselasyon işleminin hukuka uygun bir şekilde tesis edildiğinden söz edilemez.

Bu durum karşısında, davacı iddialarının açıklığa kavuşturulması amacıyla yukarıda anılan kurallar uyarınca düzenlenmiş olması gereken ada dağıtım cetvellerinin ve olayın çözümlenmesi için gerekli bulunan, taşınmazın eski ve yeni durumunu gösteren krokilerin, imar planı örneklerinin davalı idareden istenilmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle Antalya 2. İdare Mahkemesinin 17.6.1997 günlü, E: 1996/409, K: 1997/532 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 22.12.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.