ÖZET: Revizyon imar planı uyarınca kendisine imar parseli verilmesi olanaklı olmayıp, Hazine arazisi üzerindeki kaçak yapısı da af kapsamına girmeyen kişinin hukuken korunan bir menfaati bulunmadığından dava açma ehliyeti yoktur.
Türk milleti adına karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Dava, … Köyü, … Mevkiinde bulunan 173 parsel sayılı taşınmazı da içeren bölgede Kıyı Kanunu uyarınca yapılan revizyon imar planı ile bu plana dayalı olarak 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereğince yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, 1/1.000 ve 1/5.000 ölçekli imar planlarının İl İdare Kurulu’nca 5.11.1989 tarihinde onaylanarak yürürlüğe girdiği, 9.1.1992 günlü, 1992/9 sayılı kararla da 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca parselasyon yapılmasının kabul edildiği, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve Uygulama Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesiyle planların ve parselasyon uygulama sınırlarının revize edildiği, uyuşmazlık konusu parselin üzerinde bulunan yapının Kıyı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte bulunan plan hükümlerine göre kıyı için öngörülen 20 metrelik sınır içinde kaldığı, bu sınırı aşan bölümlerin yıkılması durumunda muhafazasının mümkün olmaması nedeniyle 2981 sayılı Yasa hükümlerinden yararlanamayacağı, bu durumda ruhsata bağlanmasının da olanaklı olmadığı, anılan parselin kıyı kenar çizgisinden itibaren ilk 60 metresinin yeşil alan, geriye kalan bölümünün günübirlik turizm alanında kaldığı anlaşıldığından revizyon imar planında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın bu bölümünün reddine; dava konusu 173 parselin ilk 50 metrelik kısmının 18. madde uygulamasının dışında tutulduğu, bu durumun imar mevzuatına uygun olmadığı, uygulamanın bazı noktalarında plan dışı kararlar alındığı, imar planında 10 metre olan yolun 7 metreye indirildiği, uygulama sırasında birçok parselin çok hisseli hale getirilerek uygulamanın zorlaştırıldığı anlaşıldığından, parselasyon işleminde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu kararın iptale ilişkin bölümü davalı idarece, redde ilişkin bölümü ise davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Anayasa’nın 43. maddesinde, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu kurala bağlanmış, 2981 sayılı Yasanın 14. maddesinin ( i ) bendinde de, kıyı tanımına giren yerlerde gerçek kişilere veya hukuk tüzel kişilerine ait yapıların 2981 sayılı Yasadan yararlanamayacağı hükmü yer almıştır.
Uyuşmazlıkta mülkiyeti Hazineye ait ve üzerinde davacı tarafından yapılmış ruhsatsız yapı bulunan taşınmaz 23.10.1993 günlü revizyon imar planında sahil şeridi içinde kaldığından, 2981 sayılı Yasa gereği davacının aftan yararlanması olanağı bulunmamaktadır.
Bu durumda, revizyon imar planı uyarınca yapılan parselasyonla kendisine herhangi bir imar parseli verilmesi mümkün olmayan, uyuşmazlık konusu taşınmazla, üzerinde ruhsatsız olarak yapılan yapı dışında herhangi bir mülkiyet ilişkisi veya bağı, af yasasından doğan bir hakkı da bulunmayan davacının dava konusu işlemlerle hukuken korunması gerekli bir menfaat ilişkisi olmadığından dava açma ehliyeti bulunmamaktadır.