Her ne kadar bilirkişi raporunda imar durumunun imar planına uygun olduğu belirtilmek ise de uyuşmazlık konusu parselin yer aldığı imar adasında iki farklı yapılaşma nizamının öngörüldüğü, ancak bunların ayrılmasına ilişkin bir imar hattının belirlenmediği anlaşıldığından bilirkişi raporunda yer alan çelişkili hususların da yeniden oluşturulacak konusunda uzman 3 kişilik bir bilirkişi kurulunca nitelendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği.
İstemin Özeti: İstanbul 3.İdare Mahkemesinin 8.10.1997 günlü. E: 1996/ 1118. K: 1997/1213 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Davacının Savunmasının Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği sa-vunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Gonca Temizhan’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı Günay Erden’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince tetkik hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava…………………. pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazla ilgili 13.6.1996 günlü, 24201 sayılı imar durumu dayanağı olan ıslah imar planı ve imar durumunun değiştirilerek komşu emsal parsellerde olduğu gibi bitişik inşaat nizamlı imar durumu verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 19.7. 1996 günlü. 26332 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, davaya konu taşınmazın ıslah imar planında ticaret+hizmet alam içinde kaldığı, taşınmaza getirilen ticaret kullanımının bölgenin genel karakterini yansıttığı bölgedeki kullanımın niteliğini değiştirmediği, dava konusu taşınmazın bir cephesinin Bağcılar ticaret merkezini üzerinde taşıyan anayola baktığı, yapı adasının tümünün ticaret ve hizmet alam olarak ayrıldığı, davacıya ait parsele verilen imar durumunun dava konusu plandaki plan notuna uygun olduğu, bu bölgede zemin üstüne teşekkül etmiş konut yapıları bulunduğu, bu plana göre yapı nizamı almış bir yapı adasında yeni bir yapı düzeninin geliştirilmesi ve bitişik düzenin Öngörülmediği komşu parsellerdeki yapılaşmaları sağlıksız duruma getirebileceği, davaya konu parsele bitişik düzen teşekkül ettirilmesinin uygun olmadığı, dava konusu 1991 ıslah imar planı ile getirilmiş bulunan ve taşınmazın bulunduğu yeri kapsayan ticaret+hizmet kullanımının planlama ilkeleri bakımından uygun olduğu, ancak plana ilişkin plan notlarında yer alan “Ticaret Uygulaması (T+H.T+K) yapılacak parsellerde yoldan çekme mesafeleri haricinde yan ve arka bahçe mesafelerinde bodrum ve zemin katların tamamında yapı yapılabilir. Ancak konut uygulaması yapılacak komşu parsellerden minimum 3 metre çekilecektir” ibaresinin planlama ilkesi olarak uygun görülmediği, ticari bir alanda zemin katların tümünün ticarete ayrılmasının ve yan bahçe çekme mesafelerinin üst katlarda uygulanmasının daha doğru olduğu anlaşıldığından, davaya konu taşınmaza ilişkin imar durumu ve davacının bitişik inşaat nizamlı imar durumu verilmesi isteminin reddi işleminde hukuka aykırılık olmadığı, imar planında daşehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı-
lık bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu kısmının reddine, davacının da parselinin bulunduğu yapı alanında ticaret ve hizmet alam öngörüldüğü halde davaya konu plan notunda öngörülen konut uygulaması yapılacak komşu, parsellerden 3 metre çekileceğine ilişkin plan notunda planlama ilkelerine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın plan notuna ilişkin kısmının iptaline karar verilmiş; bu karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava davacıya ait parselin ticaret+hizmet alanında kaldığı. (1-3) aynk inşaat nizamlı ön. yan ve arka bahçe mesafelerinin belirlenmesine ilişkin 13.6. 1996 günlü. 24201 sayılı imar durumu, dayanağı ıslah imar planı ve imar durumunun değiştirilerek komşu emsal parsellerde olduğu gibi bitişik inşaat nizamlı imar durumu verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 19.7.1996 günlü 26332 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Bilirkişi raporunda imar durumunun imar planına uygun olduğu belirtilmekte ise de. uyuşmazlık konusu parselin imar planında (1-3 ve B-6) yapılaşma nizamıyla gösterilen ve (T+H.KH) kullanımına ayrılan imar adasında kaldığı, ancak imar adasında iki yapılaşma nizamının ayrılmasına ilişkin bir imar hattının belirlenmediği, bu nedenle parselin hangi alanda kaldığı bu imar adası içinde konut türü yapılaşmanın bulunup bulunmadığı ve parsele (1-3 ya da B6) yapılaşma nizamının hangisinin uygulanacağının kesin olarak belirlenmesinden sonra bir karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazın bulunduğu yapı adasının tümünün ticaret ve hizmet alanı olarak ayrıldığı, dava konusu imar durumunun plandaki plan notuna uygun olduğu, bitişik düzen teşekkül ettirilmesinin uygun olmadığı, söz konusu yapı adasında konut yapılarının bulunmaması gerektiği, yukarıda belirtilen plan notunun planda Öngörülen yapılaşma koşullarının gerçekleşmesini sağlamayacağının belirtilmiş, buna karşın sadece plan notunun şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bilirkişi raporunda yer alan bu çelişkili hususlar giderilmesi için konusunda uzman 3 kişilik bir bilirkişi kuruluna belirtilen hususların yeniden incelettirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle İstanbul 3.İdare Mahkemesinin 8.10.1997 günlü. E’: 1996/1118. K: 1997/1213 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 26.3.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.