1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/2000 K: 1999/4906 T: 19.10.1999


3194 sayılı yasanın 18. maddesi uyarınca tesis edilmiş parselasyon işleminin bu madde ve ilgili yönetmelik esasları içinde incelenmesi zorunluyken 2981 sayılı yasaya göre değerlendirme yapılarak karar verilmesinde isabet yoktur.

İstemin Özeti: İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 21.11.1997 günlü, E: 1995/1382, K: 1997/1516 sayılı kararın usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Tetkik Hakimi Ömer Köroğlu’nun Düşüncesi: Uyuşmazlık konusu parselasyon işlemi konusunda uzman kişilerden oluşan yeni bir bilirkişi kuruluna incelettirilerek ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmesi gerektiğinden temyize konu mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Savcı Habibe Ünal’ın Düşüncesi: Davacının hissedarı olduğu … ili, … ilçesi, …TA… pafta, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ve ek rapora dayanılarak iptali yolunda idare mahkemesince verilen kararın bozulması istenilmektedir.

Dava konusu imar uygulamasının 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine göre yapılmış olması nedeniyle anılan Yasa kuralı ve uygulama yönetmeliği esasları içinde değerlendirilmesi gerekirken bilirkişi raporunda 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine göre yapılan uygulama 2981 sayılı Yasa esas alınarak irdelenmiştir.

Düzenleme alanındaki hisseli mülkiyetten oluşan parsellerin özel parselasyon paftasındaki parselleri resmi ifrazlı olmadığı için bunların 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan uygulamada resmi parsel gibi değerlendirilmesi olanağı bulunmamaktadır.

Uyuşmazlık konusu bölgeye ilişkin olarak düzenlenen uygulama imar planında en küçük parsel büyüklüğü 500 m2 olarak belirlenmiş olup, bu plan dava konusu edilmemiştir. Söz konusu imar planı uyarınca yapılan dava konusu imar uygulamasında da özel parselasyonda ölçüleri küçük tutulmuş parsel sahiplerinin hisseleri birleştirilerek imar planında öngörülen parsel büyüklüklerinin sağlandığı anlaşılmaktadır.

Uygulama alanında gelişigüzel biçimde 5-6 katlı yapılmış kaçak yapıların imar planı ile öngörülen minumum 500 m2. parsel alanı TAKS: 15 H:6.50 m. yapılaşma koşuluna uymamaları nedeniyle korunmaları veya kat mülkiyetine göre işlem tesis edilmesinin mümkün olmadığı açıktır. 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinde de üzerinde bina bulunan hisseli parsellerde şuyulanmanın sadece zemine ait olup, şuyuun giderilmesinde bina bedelinin ayrıca dikkate alınacağı kurala bağlanmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle yapılan işlemler imar planına ve imar mevzuatına uygun olup, dava konusu işlemin davacı açısından iptalini gerektiren bir neden bulunmadığından temyize konu idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

Dava, …. …. … Mahallesi, Eski … pafta, … adada davacının hissedarı olduğu 1 ve 12 sayılı parsellerin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca parselasyona tabi tutulmasına ilişkin 26.11.1993 günlü, 910 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince Danıştay 6. Dairesisinin 9.3.1995 günlü, E: 1994/4666, K: 1995/943 sayılı bozma kararına uyularak, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ve ek raporla dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, parselasyon işleminin dayanağı 2.12.1991 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planına uygun olduğu, imar planında en küçük parsel büyüklüğünün 500 m2 olarak belirlendiği, özel parselasyon da ise parsel ölçeklerinin küçük olduğu, özel parselasyon planındaki parsellerin plan notuna uyum sağlamak amacıyla birleştirildiği ve imar planında öngörülen büyüklüklerin elde edilmesine karşın hisseli parsellerin sorun olarak ortaya çıktığı, bu bölgede ıslah imar planı yerine imar planının yapıldığı, imar mevzuatının sorunları çözmede bir bütün olarak ele alınması gerektiği, uyuşmazlıkla ilgili incelemede 2981 sayılı Yasa ve İlgili Yönetmeliğin de göz önünde bulundurularak değerlendirme yapıldığı, parselasyonla hisseli dağıtım yapıldığı, ancak, parsel büyüklüklerinin 500 m2’nin çok üzerinde oluşturulduğu, oysa parsel büyüklüklerinin davacıya ait hisse, mevcut yapılaşma ve plan notunun birlikte değerlendirilerek oluşturulması gerektiği, parselasyonda fiili duruma uyulup uyulmadığının ve dağıtımın şeklinin tam olarak belirlenemediği, düzenleme ortaklık payı oranının hesabında farklı bir yöntemin izlendiği, hisseli olarak tahsis yapılması zorunluluğu olduğunda 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesine uygun olarak uygulama yapılması gerektiği halde bu hususa uyulmadığı, plana göre imar parsellerinin en az 500 m2 alana sahip olması gerekirken çok daha büyük parsellerin oluşturulması sonucu özel parselasyonla uyumlu bir şekilde arsa tahsis edilmesinin engellendiği, uygulama alanında muhafaza edilen binaların imar planında ve parselasyon planında yer alması üzerinde yapı bulunan parsellere sadece yapı sahiplerinin hisselendirilmesi ya da Kat Mülkiyeti kanunu’na göre işlem yapılması gerektiği halde, bu hususlara da uyulmadığı, parselasyon işleminde imar mevzuatına uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı Yasanın 18. maddesinin 1. fıkrasında, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.

İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10/a maddesinde, düzenleme ile oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisinin sağlanacağı kuralı, aynı madde ( b ) bendinde de plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesinin sağlanacağı kuralı yer almaktadır.

Anılan yasa ve yönetmelik hükümlerinin değerlendirilmesinden parselasyon işlemiyle amaçlananın imar planı, plan raporu ve imar yönetmeliği hükümlerine göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu gözönüne alınmak suretiyle sorunsuz ve üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmak olduğu açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu parselasyonun 3194 sayılı Yasa uyarınca hazırlanarak onaylanmış ve minimum 500 m2 parsel alanı, TAKS: %15 H=6.50 metre yapılaşma koşulu getiren uygulama imar planına dayalı olarak ve aynı Yasanın 18. maddesi uyarınca tesis edildiği, bu madde ve ilgili yönetmeliğin uygulama esaslar içinde inceleme ve değerlendirme yapılması zorunluyken, keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda ise işlemin 2981 sayılı Yasaya göre incelendiği anlaşılmaktadır.

Düzenleme alanındaki hisseli mülkiyetten oluşan parsellerin özel parselasyon paftasındaki parsellerin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan uygulamada resmi parsel gibi değerlendirilmesi olanaklı olmadığından, bu parsel yapısının temel alınarak parselasyon işleminin dayanağını oluşturan ve dava konusu yapılmayan imar planındaki asgari parsel ölçütleriyle karşılaştırılarak sağlıklı hukuki bir değerlendirmenin yapılamayacağı, ayrıca parselasyon kapsamındaki alanda dağınık şekilde ve ruhsatsız olarak inşa edilen yapıların, imar planında öngörülen yapılaşma koşuluna uymamaları nedeniyle korunamayacakları açıktır.

Buna göre, yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca tesis edilen uyuşmazlık konusu parselasyon işleminin imar mevzuatına uygun olup olmadığı, konusunda uzman kişilerden oluşan yeni bir bilirkişi kuruluna incelettirilerek ve davalı idare tarafından anılan bölgenin sit alanı ilan edilmiş olduğu yolundaki iddiası araştırılarak ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlık hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 21.11.1997 günlü, E: 1995/1382, K: 1997/1516 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 19.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.