Mücavir alan tanımlamasına ve bu alanda da imar yetkilerinin büyükşehir belediyelerine ait olduğuna ilişkin Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin 18. maddesinin 14. fıkrasının değiştirilmesine ilişkin büyükşehir belediye meclisi kararın 3030 ve 3194 sayılı Yasalara uyarlık bulunmadığında aksi yöndeki mahkeme kararında isabet görülmediği.
İstemin Özeti: Ankara 6.İdare Mahkemesinin 25.12.1997 günlü, E:1997/529 K:1997/1455 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savcı Düşüncesi: … Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin 18. maddesinin 4. fıkrasında değişiklik yapılmasına ilişkin 18.3.1997 günlü, 13 sayılı … Büyükşehir Belediye Meclisi kararının iptali dileğiyle açılan davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
T.C. Anayasası’nın 124. maddesinde; Başbakanlık bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilecekleri kurala bağlanmıştır.
Dava konusu işlemle yönetmeliğin 18. maddesinin 4. fıkrasında değişiklik yapılarak “mücavir alanın tanımlandığı anlaşılmaktadır.
Oysa 3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde “mücavir alan”ın tanımı yapılmış ve bu konuda yönetmelik çıkarma yetkisi Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilmiştir.
Belirtilen konuyla ilgili olarak yasa ile büyükşehir belediyelerine düzenleme yetkisi verilmemiş olduğundan dava konusu işlemin iptali gerekirken, davanın reddine ilişkin olarak idare mahkemesince verilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenle temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava. … Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin 18.maddesinin 14. fıkrasının yeniden düzenlenmesine ilişkin 18.3.1997 günlü. 113 sayılı belediye meclisi kararının iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince; uyuşmazlığa konu belediye meclisi kararı ile yapılan büyükşehir belediyesi mücavir alan tanımının özü itibariyle yasal mücavir alan tanımından farklı olmadığı, açıklayıcı mahiyette olduğu, ilçe belediyelerinin kendi sınırları ve mücavir alanları dışında büyükşehir belediyesi mücavir alan olarak belirlenen yerlerde herhangi bir görev ve yetkileri bulunduğundan söz edilemeyeceğinden bu alanlarda imar yetkilerinin büyükşehir belediye meclisi ve ilgili organlarınca kullanılacağı şeklindeki düzenlemede 3194 ve 3030 sayılı Yasalara aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Anayasanın 124.maddesindE: Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla Yönetmelikler çıkarabilecekleri hükme bağlanmış. 3194 sayılı Yasanın 44.maddesinin l/f maddesinde de, imar planı yapımı ve değişiklikleri ile ilgili kriterlerin tespiti ve imarla ilgili diğer hususların Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca çıkartılarak yönetmelikle belirleneceği, öngörülmüştür.
Aynı yasanın 5.maddesinde, mücavir alan, imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrolü ve sorumluluğu altına verilmiş olan alanlar şeklinde tanımlanmış. 4.maddesinde de, mücavir alan sınırlarının belediye meclisi ve il idare kurulu kararına dayanarak vilayetlerce bakanlığa gönderileceği, bakanlığın bunları inceleyerek aynen veya değiştirerek tasdik etmeye veya değiştirilmek üzere iadeye yetkili olduğu, mücavir alanın ilgili belediye sınırına bitişik olması gerekmediği, ayrıca bu alanların köyleri de ihtiva edebileceği, mücavir alandan çıkarılmanın da aynı usule tabı olduğu, bakanlığın gerekli gördüğü hallerde mücavir alana alma ve çıkarma hususunda re’sen karar verebileceği belirtilmiştir.
Yukarıda anılan hükümler uyarınca mücavir alanların belirlenmesiyle ilgili görev ve yetkilerin bakanlığa ait olması ayrıca 3194 sayılı Yasanın 44. maddesinin l/f maddesindeki düzenlemenin bulunması nedeniyle mücavir alanla ilgili yönetmelik çıkarmaya Bakanlığın yetkili olduğu açıktır.
Öte yandan. 3030 sayılı -Yasanın 5’ınci maddesinde, büyükşehir belediyelerinin sınırlarının ismini aldıkları büyükşehirlerin belediye sınırları ilçe belediyelerinin sınırlarının, bu ilçelerin büyükşehir belediyesi içinde kalan kısımlarının sınırları olduğu, aynı yasanın uygulanması ile ilgili Yönetmelik’in 7’inci maddesinde de, yasanın 5’inci maddesi doğrultusunda bir düzenlemeyle, büyükşehir dahilinde kurulan ilçe belediyelerinin sınırlarının, bu ilçelerin büyükşehir belediyesi içinde kalan kısımlarının mülki sınırları olduğu, aynı mülki sınırlar içinde merkezden çevreye doğru genişleme ve katılmalar suretiyle ve usulüne göre ilçe belediyeleri sınırlarında yapılan değişiklik sonucu ortaya çıkan yeni sınırın, büyükşehir belediyesinin de yeni sınırı olacağı, mücavir alanlar ve sınırlarının, büyükşehir bütünlüğü için imar mevzuatı hükümlerine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Sözü edilen hükümler uyarınca büyükşehir belediyelerinin sınırlarının bağlı olan ilçe belediyelerinin sınırları ve mücavir alanından oluştuğu, büyük şehir belediyelerinin ayrıca mücavir alanının olamayacağı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, büyükşehir belediyelerinin görevleri 3030 sayılı Yasanın 6. maddesinin A fıkrasında ayrıntılı olarak sayılmış, aynı maddenin B fıkrasında da A fıkrası dışında kalan ve yürürlükteki mevzuatla belediyelere verilen bütün görevlerin ilçe belediyelerince yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Bu durumda, büyükşehir belediyelerine 3030 sayılı Yasanın 6/A maddesinin A fıkrasında belirtilenler dışında imar ile ilgili konularda düzenleme yapma yetkisi verilmediğinden büyükşehir belediyesi mücavir alam tanımlamasına ve bu alanlardaki imar yetkilerinin büyükşehir belediyesine ait olduğuna ilişkin işlemin 3030 sayılı Yasaya aykırı olduğu açıktır.
Bu nedenlerle, uyuşmazlığa konu … Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin 18. maddesinin 14.fıkrasının değiştirilmesi yolundaki belediye meclisi kararında hukuka uyarlık bulunmaması nedeniyle dava konusu işlemin iptali gerektiğinden aksi yöndeki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Ankara 6.İdare Mahkemesinin 25.12.1997 günlü. E:1997/529, K:1997/1455 sayılı kararının bozulmasına, 18.11.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.