İmar planında değişiklik yapılarak, çevre imar adaları ile eşitlik sağlayacak şekilde inşaat yoğunluğunun arttırılmasında mevzuata aykırılık yoktur.
İstemin Özeti: İzmir 3. İdare Mahkemesinin 10.9.1998 günlü, E:1997/131, K:1998/610 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, …. … … ve … parsel sayılı taşınmazların imar planında değişiklik yapılarak inşaat yoğunluğunun arttırılmasına ilişkin 7.2.1997 günlü, 1997/1-2 sayılı belediye meclisi kararının iptali istemiyle açılmış: idare mahkemesince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun ve dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, 1975 onaylı imar planında %40 inşaat yoğunluğuna sahip iken, 1987/yılında yapılan imar planı revizyonu sırasında yoğunluğun %25 olarak belirlendiği, daha sonra herhangi bir zorunluluk bulunmamasına rağmen parsel maliklerinin müracaatı üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği ve yoğunluğun %30’a çıkartılması üzerine işlemde karşı oy kullanan belediye başkanı tarafından bu davanın açıldığı anlaşıldığından, parsellerin yoğunluğunun arttırılması ile zemin katlarında mevcut otopark kullanımlarının kaldırılması ve tam daire haline dönüştürülmesi sonucunu doğuracak olan plan tadilatında şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
İdare mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporda, 1975 yılında onaylanan imar planında %40 olan yoğunluğun 1967 yılında onaylanan imar planında sadece dava konusu parsellerin bulunduğu imar adasında %25’e düşürüldüğü, çevre adalara ise %30 yoğunluk verildiği, dava konusu imar planı değişikliği işlemi ile imar adaları arasındaki bu eşitsizliğin giderilmesinin amaçlandığı, bina yüksekliği açısından herhangi bir sorun yaratmayacak olan bu tadilatın şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına uygun olduğu belirtilmiş; bilirkişi raporunun değerlendirme bölümünde, yoğunluğun arttırılmasının parsel ölçeğinde inşaat hakkının artmasına neden olacağından bahsedilmesi ve bu yerde mevcut yapıların otopark olarak kullanılan zemin katlarının konut kullanımına açılması sonucunu doğurabileceği, ancak bu durumun imar adaları arasındaki eşitsizliği haklı göstermeyeceği yolunda değerlendirmede bulunulmuştur.
Bilirkişi raporundaki açıklamaların dava dosyasında bulunan imar planı örnekleri ile birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parsellerin bulunduğu imar adasının yoğunluğunun çevre imar adaları ile eşitlik sağlayacak şekilde %30 olarak belirlenmesinde mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Diğer taraftan, dava konusu imar adasında yoğunluğun %25 olarak belirlenmesini zorunlu kılacak bir neden de gösterilememektedir.
Bu durumda, idare mahkemesince verilen iptal kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle İzmir 3. İdare Mahkemesinin 10.9.1998 günlü, E:1997/131, K:1998/610 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 10.12.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.