Arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmiş bir alanda 2863 sayılı Yasa’da öngörülen ilke ve kuralların geçerli olduğu, bu nitelikteki alanlarda 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah imar planı, parselasyon ve buna benzer gibi uygulamalar yapılamayacağı hakkında.
İstemin Özeti: İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 21.11.2001 günlü, E:2000/787, K:2001/1157 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi: 2981 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile 2863 sayılı Yasa’nın 17. maddesinde yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, sit alanı olarak ilan edilmiş bir alanda 2981 sayılı Yasa hükümleri uygulanamayacağından, 1. derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenen alanda dava konusu işlemle 2981 sayılı Yasa’nın 10/c maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının sonucu itibariyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Düşüncesi: Dava, davacıya ait taşınmazın bulunduğu alanda 2981 sayılı Kanunun 10/c maddesi uyarınca düzenleme yapılmasına ilişkin … Belediye Encümeni kararının iptali istemi ile açılmış, İdare Mahkemesince dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, İdare Mahkemesince davacıya müstakil parsel verilmesinin mümkün olup olmadığı araştırılmaksızın tesis edilen dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmakta ise de; davacıya müstakil parsel verilmesinin mümkün olup olmadığı hususunun İdare Mahkemesince araştırılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, eksik incelemeye dayalı İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, … 3. Bölge, … Mevkii, 8 pafta, 415 sayılı parsele yönelik olarak 2981 sayılı Yasa’nın 10/c maddesi uyarınca 18.2.2000 günlü, 2000/33 sayılı belediye encümeni kararıyla yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, uyuşmazlık konusu alanı kapsayan ıslah imar planının 26.8.1996 günlü, 1996/64 sayılı belediye meclisi kararıyla onandığı ve 27.8.1998 günlü, 1998/552 sayılı belediye encümeni kararıyla 2981 sayılı Yasa’nın 10/c maddesi uyarınca parselasyon işlemi yapıldığı, 1. derece arkeolojik sit alanında kalan anılan parselin imar planında park yeri olarak ayrılmış olması nedeniyle bedele dönüştürüldüğü, yapılan itiraz üzerine dava konusu işlemle yasal oranda düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra 7507 ada, 1 sayılı parselde hisseli tahsis yapıldığı anlaşıldığından, 2981 sayılı Yasa’nın müstakil imar parselleri oluşturarak ferdileştirmeyi sağlıklı bir duruma getirme amacı göz önünde bulundurulduğunda, davacıya müstakil parsel tahsis edilmesinin mümkün olup olmadığı araştırılmaksızın tesis edilen işlemde mevzuata uyarlık görülmediğinden iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
2981 sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Tanımlar ve Kısaltmalar başlığını taşıyan 4. maddesinin 24. bendinde, ıslah imar planları; düzensiz ve sağlıksız biçiminde oluşmuş yapı topluluklarının veya yerleşme alanlarının, sınırları belli edilmek suretiyle mevcut durumu da dikkate alınarak dengeli, düzenli ve sağlıklı hale getirilmesi amacıyla, halihazır haritalar üzerine yapılan ve yapılanma şartlarını da belirleyen imar planıdır” şeklinde tanımlanmıştır.
2981 sayılı Yasanın 10/c maddesinde ise, imar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya belediyelerin yetkili oldukları hükmü yer almıştır.
Ancak, 2981 sayılı İmar affı Yasası’nın İstisnalar başlıklı 3. maddesinde, … ve … (Özel Kanun çıkarılıncaya kadar) Boğazları ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca belirlenmiş ve belirlenecek yerlerde…bu Kanun hükümleri uygulanmaz hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17. maddesinde, bir alanın koruma kurulunca sit olarak ilanının bu alandaki imar planı uygulamasını durduracağı, koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar koruma kurulu tarafından bir ay içinde geçiş dönemi yapı şartlarının belirleneceği ilgili Valilikler ve belediyelerin anılan koruma amaçlı imar planını en geç bir yıl içinde koruma kuruluna değerlendirilmek üzere vermek zorunda oldukları kurala bağlanmıştır.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 5.11.1999 günlü 658 sayılı ilke kararında, 1. Derece Arkeolojik Sit; Korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanları olarak tanımlanmış ve bu alanlarda, kesinlikle hiçbir yapılaşmaya izin verilmemesine, imar planlarında aynen korunacak sit alanı olarak belirlenmesine, bilimsel amaçlı kazıların dışında hiçbir kazı yapılamayacağına karar verilmiştir.
Yukarıdaki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, 2863 sayılı Yasa uyarınca 1. derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmiş bir alanda aynı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca koruma amaçlı imar planı yapılarak anılan Yasa’da öngörülen ilke ve kurallar çerçevesinde hareket edilmesinin gerektiği, bu nitelikteki alanlarda 2981 sayılı Yasaya dayanılarak ıslah imar planı, parselasyon vb. uygulamalar yapılamayacağı, başka bir deyişle 2981 sayılı Yasa’nın bu alanlarda uygulanamayacağı açıktır.
Dava konusu olayda ise, 26.7.1996 günlü, 4226 sayılı … II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı uyarınca 1. derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmiş bir alanda 2981 sayılı Yasa’nın uygulanma olanağı bulunmamasına karşın, 26.8.1996 günlü, 1996/64 sayılı belediye meclisi kararıyla ıslah imar planının kabul edildiği ve kabul edilen bu plan uyarınca anılan Yasa’nın 10/c maddesi uyarınca dava konusu parselasyon işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 1. derece arkeolojik sit alanı kapsamında davacıya ait uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu alanda 2863 sayılı Yasa’da öngörülen usul ve esaslar ile belirlenen ilkeler göz ardı edilerek 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan parselasyon işleminde mevzuata uyarlık bulunmadığından dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle yasal isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 21.11.2001 günlü, E:2000/787, K:2001/1157 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, fazladan yatırılan 7.530.000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 28.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.