Ruhsatlı yapıdaki ruhsata aykırılığın ne olduğu hususuna açıklık getiren yapı tatil tutanağının düzenlemesi suretiyle bir tesbitin yapılması, bu tesbitin tebliği suretiyle davacının yapısını mevzuata uygun hale getirmesi hususunda uyarılması gerekirken, doğrudan yapının tamamının yıkılması sonucuna yol açacak şekilde inşaat ruhsatının ve yapı kullanma izin belgesinin iptali yönünde işlem tesis edilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı
İstemin Özeti: Adana 1. İdare Mahkemesinin 28.12.2001 günlü, E:2000/1026, K:2001/2065 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi: Dava konusu olayda davacıya ait yapıdaki ruhsata aykırılığın 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca tespitinin yapılması ve tespite ilişkin tutanağın tebliği suretiyle davacıya yapısını imar mevzuatına uygun hale getirme imkanı tanınması gerekirken, bu yol izlenilmeden doğrudan tüm yapının yıkılması sonucunu doğuracak şekilde yapıya ait ruhsatların ve yapı kullanma izninin iptal edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, belirtilen hususun göz önünde bulundurulması suretiyle yeniden karar verilmek üzere İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, ?, ? Mahallesi, 240 ada, 12 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıya ait inşaat ruhsatı, tadilat ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi ve su aboneliğinin iptal edilmesine ilişkin 19.7.2000 günlü, 13/275 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu yapıda yan bahçe mesafesi içinde yapılan kapalı çıkmanın ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.
Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır.
Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapının ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.
Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.
Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmaz nedeniyle 9.4.1997 günlü, 97/2 sayılı inşaat ruhsatının, 16.5.2000 tarihli tadilat ruhsatının ve 17.5.2000 günlü, 200/9 sayılı yapı kullanma izin belgesinin verildiği, diğer taraftan, davalı idarece Fen İşleri Müdürlüğünün 19.7.2000 günlü, 1186 sayılı yazısı doğrultusunda, kapalı çıkma nedeniyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca inşaat ve tadilat ruhsatlarının, yapı kullanma izin belgesinin ve su aboneliğinin iptali yolundaki dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince karara esas alınan bilirkişi raporunda ise, davalı idarenin belediye encümeni kararında yapıldığını belirttiği kapalı çıkmanın niteliğinin yerinde tespiti yapılarak bahçe mesafesine tecavüzlü olduğundan bahisle ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığı belirtilmiş bulunmaktadır.
İmar mevzuatı uyarınca, davalı idare tarafından ruhsatlı yapıdaki ruhsata aykırılığın tespit edilmesi, tespite ilişkin tutanağın yapı yerine asılması, bir nüshasının da muhtara bırakılması suretiyle ilgilisine tebliğ edilmesi gerekmektedir. Böylece ilgiliye bu tarihten itibaren bir ay içinde söz konusu aykırılığı giderme veya bu aykırılık nedeniyle ruhsat başvurusunda bulunma imkanı tanınmaktadır. Ancak yapılan ikinci tespitte ruhsat alınmadığının veya ruhsata aykırılığın giderilmediği belirlenmiş ise yapıya ait ruhsatın iptali yoluna gidilebilecektir.
Dava konusu olayda ise, ruhsatlı yapıdaki ruhsata aykırılığın ne olduğu hususuna açıklık getiren bir tespitin yapılmadığı, bu tespitin tebliği suretiyle davacının uyarılmadığı ve yapısını mevzuata uygun hale getirme imkanı tanınmadan Fen İşleri Müdürlüğü yazısı esas alınarak doğrudan yapıya ait ruhsatların ve yapı kullanma izin belgesinin iptali yolundaki işlemin tesis edildiği görülmektedir.
Bu durumda, belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmak suretiyle uyuşmazlık hakkında İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu Adana 1. İdare Mahkemesi’nin 28.12.2001 günlü, E:2000/1026, K:2001/2065 sayılı kararının bozulmasına, 10.120.000 TL. karar harcı ile fazla yatırılan 7.530.000.- TL. temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 23.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.