Taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30. maddesine göre devrine ilişkin işlemin iptali istemiyle kiracı olan davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı.
İstemin Özeti: Ankara 9.İdare Mahkemesinin 22.11.2001 günlü, E: 2001/138, K: 2001/1316 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi Şule Tataroğlu’nun Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Münevver Demir’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Ankara K.Ören ilçesi, … Mahallesinde mülkiyeti Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait … ada, … parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan tesislerle birlikte, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30.maddesi uyarınca Keçiören Belediyesine bedeli karşılığında devri işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, davacının 2, 4 ve 21 no’lu dükkanların kiracısı olduğu, taşınmazların bitişiğinde bulunan ve ihtiyacı karşılamayan pazaryerini genişletmek amacıyla bu parsel üzerindeki tesislerin bedelsiz olarak devrinin Keçiören Belediyesince talep edilmesi üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30.maddesi uyarınca takdir olunan 80.756.432.191.- TL.bedel karşılığında sözkonusu taşınmazın devrine ilişkin … günlü, … sayılı belediye encümeni kararının alındığı, davalı idarenin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malları tasarruf etme hakkı bulunduğundan dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
T.C Anayasasının 2.maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin ögesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır.
2577 sayılı Yasanın 2. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinde iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil,sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır. İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Aksi halde, kişilerin kendisine etkisi bulunmayan, menfaatlerini ihlal etmeyen idari işlemler hakkında da iptal davası açma hakkı doğar ve bu durum idarenin işleyişini olumsuz etkiler.İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan “Dava açma ehliyeti” iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden,davanın,davalı idareden kiralanan taşınmazın kiralama amacına yönelik kullanımının devam etmesini sağlamak için davalı idarenin maliki olduğu taşınmazın 2942 sayılı Yasanın 30.maddesine göre saptanan bedel üzerinden Keçiören Belediyesine devrine yönelik işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı idare dava konusu idari işlemle 2942 sayılı Kanunun tanıdığı yetki çerçevesinde mülkiyetinde bulunan taşınmazın devrine ilişkin hakkını kullanmıştır. Mülkiyet hakkının anayasal güvence altında taşınmazın malikine ait ve onun tarafından kullanılabilecek ayni bir hak olduğu kuşkusuzdur.
Dava konusu uyuşmazlıkta taşınmazın devrine ilişkin işleminin iptali istemiyle kiracı olan davacının dava açma ehliyetinin var olduğunun kabulü halinde davalının mülkiyet hakkının kullanılmasını kısıtlayıcı bir durumun ortaya çıkacağı açıktır.
Bu durumda, davacının dava konusu işleme dava açma ehliyeti olmadığından işin esası incelenerek davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu Ankara 9.İdare Mahkemesinin 22.11.2001 günlü, E: 2001/138, K: 2001/1316 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, fazla yatırılan 7.530.000.-lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 13.01.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.