Uyuşmazlık konusu kümesin boyutları kapasitesi ve amacı açısından ticari ve entegre nitelikte bir tesis olup olmadığının belirlenmesi gerektiği.
İstemin Özeti: İzmir 1. İdare Mahkemesinin 27.3.2003 günlü, E:2002/1104, K:2003/420 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Savcısı Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İzmir, … Köyünde ruhsatsız kümes inşaatı yapıldığından bahisle 3194 sayılı Yasanın 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; para cezasına konu yapının büyük bir tavuk çiftliğine ait ticari üretime yönelik bir yapı olduğu, Plansız Alanlar Yönetmeliğinin 57. maddesi kapsamında köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca yapılabilecek bir yapı olarak değerlendirilemeyeceği, ticari bir yapı olduğu göz önüne alındığında verilen para cezasının fahiş olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 3. maddesinde, herhangi bir sahanın, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamayacağı, anılan kanununun 20. maddesinde de yapının, imar planı, yönetmelik ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabileceği, 27. maddesinde de, belediye ve mücavir alanlar dışında köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanların köy yerleşik alanları, civarında ve mezralarda yaptıracağı konut, hayvancılık veya tarımsal amaçlı yapılar için inşaat ve iskan ruhsatının aranmayacağı, ancak yapının fen ve sağlık kurallarına uygun olması ve muhtarlıktan izin alınması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki adıyla yürürlükte bulunan Belediye ve Mücavir Alan Sınırları İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliği’nin 4/33. maddesinde tarımsal ve hayvancılık amaçlı yapı, kümes, ahır, ağıl, arıhane, kömürlük, odunluk, samanlık, ticari amaçlı olmayan kiler ve yem deposu olarak tanımlanmış; 57. maddesinde ise, köy ve mezraların yerleşik alanlarında ve civarında sadece köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca yapılacak konut, tarım ve hayvancılık amaçlı yapılarla müştemilat binalarının yapı ruhsatı ve yapı kullanma iznine tabi olmadığı, ancak yapı projelerinin fen ve sağlık kurallarına uygun olduğuna dair Valilik görüşünün alınmasından sonra, muhtarlıkça izin verilmesi ve bu izni alarak yapı yapılmasının şart olduğu kurala bağlanmıştır.
Ayrıca, aynı Yönetmeliğin yapı şartlarını düzenleyen 63. maddesinin ikinci fıkrasında tarımsal üretimi korumak amacıyla üretimden pazarlamaya kadar tüm faaliyetleri içeren ve entegre tesis niteliğinde olmamak kaydıyla inşa edilecek yapıların koşulları belirlenmiş bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, anılan Yönetmeliğin 57. maddesi uyarınca köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca yapılacak tarım ve hayvancılık amaçlı yapı ve tesislerin arabalık, samanlık, ahır , kümes, ağıl gibi sadece bir ailenin tüketimine yönelik ticari amaçlı olmayan ilgilinin kendi ürettiği ürünü işlemeye yetecek boyut, kapasite ve özellikte yapılar olduğu, bunun dışında yapılacak yapı ve tesisler için valiliklerden ruhsat alınması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, kümesin 65.70 x 12.20 metre boyutlarında yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu yapının boyutları kapasitesi ve amacı açısından ticari ve entegre nitelikte bir tesis olup olmadığının belirlenebilmesi için keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra karar verilmesi gerektiğinden mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle İzmir 1. İdare Mahkemesinin 27.3.2003 günlü, E:2002/1104, K:2003/420 sayılı kararının BOZULMASINA, 16.050.000.- lira karar harcı ile fazladan yatırılan 11.950.000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 5.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.