1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/7653 K: 2005/4727


Yapı estetiğinin bozulmasının 3194 sayılı Yasanın 32. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği hakkında. Tadilatın aynı cephede yer alan balkonlarla tezatlık oluşturmak suretiyle ana yapının estetiğini olumsuz yönde etkilediğinin de belirtilmesi üzerine mahkemece yıkım işleminin hukuka uygun olduğuna yönelik gerekçelere bu husus da eklenmiş ise de yapılan tadilat sonucu cephe görünümünde meydana gelen değişiklik İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca ruhsat alınmasını gerektirmemektedir.

İstemin Özeti: Ankara 10. İdare Mahkemesinin 7.5.2003 günlü, E: 2002/857, K: 2003/550 sayılı kararının taraflarca usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Tarafların Savunmalarının Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Şule Tataroğlu’nun Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Tülin Özgenç’in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava; Ankara, Çankaya … ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın balkonunun mimari projesine aykırı olarak ahşap ve camekanla kapatıldığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkımına ve aynı kanunun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 18.4.2002 gün ve … sayılı Çankaya Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; Ankara İmar Yönetmeliğinin 46/1 (c) maddesi uyarınca yan cephelerde yalnız açık çıkma yapılabileceği, aynı yönetmeliğin 16/8 maddesi uyarınca da açık çıkmaların komşu parsele yaklaşma mesafesini ihlal edemeyeceği, ancak yapılan tadilatlar sonucu balkonun yaklaşma mesafesini ihlal eder duruma geldiği ve açık çıkma özelliğini kaybederek tamamen kapalı bir alana dönüştüğü, bu haliyle dava konusu yapının aynı cephede yer alan balkonlarla tezatlık oluşturmak suretiyle ana yapının estetiğini olumsuz yönde etkileyeceği, bu durumuyla proje tadilatı yapılarak dahi ruhsata bağlanamayacağından yıkım işleminde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle işlemin yıkıma ilişkin kısmına karşı açılan davanın reddine, dava konusu işlemin para cezası uygulanmasına ilişkin kısmında ise cezalar hakkındaki genel hükümler uygulanarak, objektif bir değerlendirme ve tespit yapılmadan alt sınırın üstünde ceza verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.

Temyize konu İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin para cezasına yönelik kısmının iptaline yönelik bölümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.

Kararın yıkım işlemine karşı açılan davanın reddine yönelik kısmına gelince; Olayda, davacının maliki olduğu bağımsız bölümde ruhsat eki projesinde açık olan balkonu kapalı hale getirdiğinin belirlenmesi üzerine dava konusu yıkım ve para cezasına ilişkin işlem tesis edilmiş,İdare mahkemesi kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda, dava konusu açık çıkma niteliğinde olan balkonun ön cephesinin sabit ahşap ve cam ile kapatılmak suretiyle açık kullanım alanının kapalı kullanım alanına dönüştürüldüğü, taban alanı dışında yeni ve fazladan bir alan kazanıldığı, çekme mesafesinin ihlal edildiği belirtildiğinden yıkım işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, raporda tadilatın aynı cephede yer alan balkonlarla tezatlık oluşturmak suretiyle ana yapının estetiğini olumsuz yönde etkilediğinin de belirtilmesi üzerine mahkemece yıkım işleminin hukuka uygun olduğuna yönelik gerekçelere bu husus da eklenmiş ise de yapılan tadilat sonucu cephe görünümünde meydana gelen değişiklik İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca ruhsat alınmasını gerektirmemektedir.

Bu durumda, dava konusu yıkım işlemine karşı açılan davanın sadece yukarıda belirtilen gerekçeyle reddi gerekirken yapının estetiğinin de olumsuz yönde etkilendiği hususu da gerekçeye eklenerek davanın reddedilmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bu kısmında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir..

Açıklanan nedenlerle Ankara 10. İdare Mahkemesinin 7.5.2003 günlü, E: 2002/857, K: 2003/550 sayılı kararının para cezasının iptaline ilişkin kısmının aynen onanmasına, yıkıma ilişkin kısmının ise yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, fazladan yatırılan 11.970.000’er lira harcın temyiz isteminde bulunanlara iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 13.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.