İdare mahkemesince para cezası fahiş bulunduktan sonra idarenin yerine geçilerek para cezası miktarının belirlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gibi idarece takdir edilen para cezası miktarının hukuka uygun olup olmadığı hususu incelenirken ölçüt olarak sadece bayındırlık ve iskan bakanlığı tarafından yayımlanan yapı yaklaşık maliyetlerinin dikkate alınmasının da hukuka uygun olmadığı.
İstemin Özeti: İzmir 4. İdare Mahkemesinin 26.6.2003 günlü, E: 2002/1205, K: 2003/737 sayılı kararının para cezasına ilişkin kısmının taraflarca usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Berberoğlu’nun Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden dava konusu işlem ile davacıya 3194 sayılı Yasanın 42.maddesi uyarınca 10.000.000.000 lira para cezası verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapı yaklaşık maliyetleri esas alınarak konunun incelendiği ve 10.000.000.000 lira para cezasının fahiş olduğunun belirtildiği, İdare Mahkemesince de bu maliyet değerleri dikkate alınarak para cezasının kısmen iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 2577 sayılı Yasanın 2.maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yargı kararı ile idareleri işlem tesisine zorlanamayacağı gibi idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceğine göre, İdare Mahkemesince para cezası fahiş bulunduktan sonra idarenin yerine geçilerek para cezası miktarının belirlenmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu Mahkeme kararının para cezası ile ilgili kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Alaybeyoğlu’nun Düşüncesi: Ruhsatsız tadilat yapıldığı gerekçesi ile 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32 nci maddesi uyarınca yapının yıkılması ve aynı kanunun 42 nci maddesine göre para cezası verilmesi yolunda Konak Belediye Encümeni tarafından tesis edilen 30.4.2002 günlü ve 674 sayılı işlemin yıkıma yönelik kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, para cezasına yönelik kısmının ise kısmen iptaline dair İdare Mahkemesi kararı para cezası ile ilgili hüküm fıkrası yönünden taraflarca temyiz edilmekte olup; para cezasının fahiş bulunması durumunda İdarece objektif ölçütler ortaya konularak yeniden ceza takdiri gerektiğinin belirtilmesi suretiyle iptalinin usule uygun düşeceği nazara alındığında, İdarece tayin olunan ceza miktarının Mahkemece tesbitinde isabet bulunmamakta ve bu nedenle temyize konu Mahkeme kararının para cezası ile ilgili hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İzmir İli, Konak ilçesi, Şair Eşref Bulvarı, ? ada, ? parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan (C) Bloktaki dükkanlarda davacı tarafından mimari projesine aykırı olarak yapılan değişikliklerin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca mimari projesine uygun hale getirilmesine ve aynı Kanunun 42.maddesi uyarınca davacıya 10.000.000.000 lira para cezası verilmesine ilişkin 30.4.2002 günlü, 674 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacı tarafından, onaylı mimari projesine aykırı olarak (C) bloktaki 5 adet dükkanın birleştirilerek tek kullanım alanı haline getirildiği, ayrıca girişe göre sağ taraftaki yaklaşık 5 m2 lik kısmın kapalı hacim haline getirilerek işyerine dahil edildiği, ancak daha sonra yapının cezalı olarak ruhsata bağlandığı, öte yandan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yayımlanan 2002 yılına ait birim fiyatlarına göre yapılan ruhsata aykırı imalatların tutarının 4.270.200.000.-lira olduğu ve 10.000.000.000 lira para cezasının fahiş bulunduğu sonucuna varıldığından, dava konusu işlemin yıkıma ilişkin kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, para cezasına yönelik olarak ise yapı yaklaşık maliyet bedelleri dikkate alınarak para cezasına 5.729.800.000 liralık kısmının iptaline, 4.270.200.000 liralık kısmına ilişkin olarak davanın reddine karar verilmiş, bu kararın para cezasına ilişkin kısmı taraflarca temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin ikinci fıkrasında idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari mahkemelerin, yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldırıcak biçimde yargı kararı veremeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden dava konusu işlem ile davacıya 3194 sayılı Yasanın 42.maddesi uyarınca 10.000.000.000 lira para cezası verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapı yaklaşık maliyetleri esas alınarak konunun incelendiği ve 10.000.000.000 lira para cezasının fahiş olduğunun belirtildiği, İdare Mahkemesince de bu maliyet değerleri dikkate alınarak para cezasının kısmen iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 2577 sayılı Yasanın 2.maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yargı kararı ile idareleri işlem tesisine zorlanamayacağı gibi idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceğine göre, İdare Mahkemesince para cezası fahiş bulunduktan sonra idarenin yerine geçilerek para cezası miktarının belirlenmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, 3194 sayılı Yasanın 42.maddesi uyarınca verilecek para cezalarında da idareye Yasanın belirlediği alt ve üst sınırlar içerisinde ceza tayini olanağı tanınmıştır. 3194 sayılı Yasanın 42. maddesinde belirtilen para cezasının miktarının alt sınırın üzerinde takdir edilebilmesi için, idarenin mahallinde yapılacak tespitle, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı hususların nelerden oluştuğunu ve niteliğini saptaması önemlidir. Alt sınırın üzerinde para cezası belirlenmesi durumunda, takdir yetkisinin hangi ölçütler çerçevesinde kullanıldığının, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı hususların nelerden oluştuğunun ve niteliğinin de belirtilmesi suretiyle idarece açıklanması ve yasada yazılı alt sınırın üzerindeki miktarda para cezası verilmesinin gerekçelerinin objektif ölçütlere uygun biçimde ortaya konulması zorunludur. Belediye encümeni kararında ya da davalı idarenin savunma dilekçesinde gerekçenin gösterilmemesi durumunda ise, mahkemece kanunda yazılı alt sınırın üzerinde para cezası miktarının belirlenmesinin nedenlerinin araştırılması ve alt sınırın üzerinde para cezası miktarının belirlenmesine yönelik olarak idarece gösterilecek gerekçelerin incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, mahkeme tarafından, idarece takdir edilen para cezası miktarının hukuka uygun olup olmadığı hususu incelenirken ölçüt olarak sadece Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yayımlanan yapı yaklaşık maliyetlerinin dikkate alınması da hukuka uygun değildir.
Açıklanan nedenlerle, İzmir 4. İdare Mahkemesinin 26.6.2003 günlü, E: 2002/1205, K: 2003/737 sayılı kararının temyiz edilen bölümünün BOZULMASINA, 16.090.000 lira karar harcı ile fazladan yatırılan 11.910.000 lira harcın temyiz isteminde bulunanlardan davacıya, fazladan yatırılan 11.910.000 lira harcın ise davalı idareye iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 7.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.