İptal davalarında kabulün, dava konusu işlemin değiştirilmesi, kaldırılması veya geri alınması biçiminde ortaya çıkması gerektiğinden, dava konusu işlemi tesis eden ve bu işlemi geri almaya veya kaldırmaya yetkili olan belediye meclisince bu konuda bir karar alınmamış olması nedeniyle, davalı idare tarafından salt davanın kabul edildiğine ilişkin bir dilekçe verildiğinden bahisle davanın bu yönde sonuçlandırılmasının mümkün olmadığı hakkında.
İstemin Özeti: Ankara 3. İdare Mahkemesinin 14.11.2002 günlü, E:2002/84, K:2002/1653 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması İstenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, … İli, … İlçesi, 16614 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın belediye hizmet alanından çıkarılarak akaryakıt satış ve servis istasyonu alanına alınmasına ilişkin 1/2000 Ölçekli nazım imar planın değişikliğine yapılan itirazın reddine ilişkin 2.11.2001 tarihli, 580 sayılı belediye meclisi kararının iptali istemiyle açılmış; idare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu parselin Akaryakıt istasyonu ve Ticaret Merkezi olarak belirlenmesine yönelik daha önce yapılan plan değişikliğinin iptali istemiyle … Belediye Başkanlığı tarafından açılan dava sonucunda, parselin akaryakıt istasyonu olarak belirlenmesinin uygun olmadığı gerekçesi ile işlemin iptali yolunda verilen Ankara 9. İdare Mahkemesinin 5.5.1996 tarihli, K:1997/581 sayılı kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 27.11.1997 tarihli, E:1996/6293f K:1997/5365 sayılı kararı ile bozulması üzerine anılan Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu akaryakıt istasyonunun Şehrin giriş ve çıkışında öngörülmesi, taşınmazın akaryakıt istasyonu için uygun bir alan olması, yakın çevrede konut alanı bulunmaması, risk planlaması açısından bir sorun görülmemesi, taşınmazın ulaşım sistemi, konumu açısından akaryakıt istasyonu için uygun bir alan olması yolundaki belirlemeler karşısında nazım imar planı değişikliğinde hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle 25.6.1999 tarihli, K.1999/707 sayılı karar ile davanın reddedilmesi sonrasında yargı kararını uygulaması amacıyla uyuşmazlık konusu işlemin tesis edildiği sonucuna varıldığından dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz dilekçesinde davalı idare vekili tarafından, dava devam ederken verilen dilekçe ile davanın kabul edildiği ileri sürülmekte ise de, İdare Hukukunda, iptal davasında kabulün, dava konusu işlemin değiştirilmesi, kaldırılması veya geri alınması biçiminde ortaya çıkması gerektiği açıktır. Ayrıca bir iptal davasının konusuz kalabilmesi için, işlemin tesis edildiği andan itibaren doğurduğu tüm hukuksal sonuçlarıyla birlikte geri alınması gerekmektedir. Bir idari işlemin geri alınmasıyla iptal kararının doğurduğu tüm hukuksal sonuçların doğacağı da tartışmasızdır.
Bu itibarla, dava konusu işlemi tesis eden ve bu işlemi geri almaya veya kaldırmaya yetkili olan belediye meclisince bir karar alınmamış olması nedeniyle, salt davanın kabul edildiğine ilişkin bir dilekçe verildiğinden bahisle davanın sonuçlandırılması mümkün değildir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu Ankara 3. İdare Mahkemesinin 14.11.2002 günlü, E:2002/84, K:2002/1653 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasina, fazla yatırılan 11.970.000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 18.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.