Dava konusu işlemin idarenin idare hukuku alanına ilişkin olarak tesis ettiği bir işlem olmayıp ceza soruşturmasının bir parçası olduğu, bu nedenle idari davaya konu edilemeyeceği hakkında.
İstemin Özeti: İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 17.6.2003 günlü, E:2002/1615, K:2003/844 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Savcısı Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul, Beykoz, … Mahallesi, … pafta, … ada, … ve … parsel sayılı yerde bulunan ve Kadir Paşa Yalısı olarak bilinen taşınmazla ilgili 2.8.2002 günlü, 13130 sayılı koruma kurulu kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince;dava konusu işlemin tescilli eserde izinsiz müdahale yapıldığının tesbit edildiğinden bahisle, ilgili kurum ve kuruluşlarca 2863 sayılı Yasaya göre işlem yapılmasını temine yönelik bir karar olduğu, bu haliyle icrai bir işlem olduğu söylenebilirse de nihai bir işlem niteliği taşımadığı, diğer bir ifadeyle, bu karar uyarınca ilgililerin haklarını ihlal eden başka bir nihai idari işlem tesis edilmesi halinde ancak bunun dava konusu edilebileceği, dava konusu işlemin incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1(b) maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İdari davaya konu olacak işlemlerin idarenin idare hukuku alanında kamu gücünü kullanarak tek yanlı olarak tesis ettiği kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemler olması gerekmektedir. Dava konusu karar ise tescilli bir yapıya koruma kurulundan izin almaksızın müdahalede bulunanlar hakkında ilgili kurum ve kuruluşlarca yasal işlem yapılmasına ilişkin bulunmaktadır. Dolayısıyla idarenin idare hukuku alanına ilişkin olarak tesis ettiği bir işlem olmayıp ceza soruşturmasının bir parçası, bu süreçten ayrılması olanağı bulunmayan bir işlem olduğundan idari davaya konu edilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Nitekim, dosyadan ilgililer hakkında anılan yazı uyarınca soruşturmaya başlandığı anlaşılmakta idare de savunmasında sorumluların ceza mahkemesi kararıyla saptanacağını ileri sürmektedir.
Bu durumda mahkeme kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır. Davanın incelenmeksizin reddi yolundaki temyize konu İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 17.6.2003 günlü, E:2002/1615, K:2003/844 sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, fazla yatırılan 11,97 YTL (11.970.000.-lira) harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 16.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.