1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2004/8089 K: 2006/6505


Maili inhidam durumu arz eden ve taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli yapıların yıkımı yetkisinin Koruma Kurullarına ait olduğu hakkında.

Danıştay Savcısı Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.  Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, İstanbul, Beyoğlu, Kocatepe Mahallesi, … ada, … parsel sayılı yerdeki binanın yıkılacak derecede tehlike arz etmesi nedeniyle 3194 sayılı Yasanın 39. maddesi uyarınca çevrenin can ve mal güvenliği için emniyet tedbirlerinin alınması, masrafların %20 fazlası ile ilgililerinden tahsili ve aynı Yasanın 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 2.2.1999 günlü, 81 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dosyanın incelenmesinden, dava konusu binanın yıkılma tehlikesi arz ettiğinin 11.9.1998 günlü statik raporla tespit edilerek ilgililere 3194 sayılı İmar Yasasının 39. maddesi uyarınca yapılan tebligata rağmen gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı anlaşıldığından anılan Yasanın 39. ve 42. maddesi uyarınca tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 39. maddesinde “Bir kısmı veya tamamının yıkılacak derecede tehlikeli olduğu belediye veya valilik tarafından tespit edilen yapıların sahiplerine tehlike derecesine göre bunun izalesi için belediye veya valilikçe on gün içinde tebligat yapılır. Yapı sahibinin bulunmaması halinde binanın içindekilere tebligat yapılır. Onlar da bulunmazsa tebligat varakası tebliğ yerine kaim olmak üzere tehlikeli yapıya asılır ve keyfiyet muhtarla birlikte bir zabıtla tespit edilir. Tebligatı müteakip süresi içinde yapı sahibi tarafından tamir edilerek veya yıktırılarak tehlike ortadan kaldırılmazsa bu işler belediye veya valilikçe yapılır ve masrafı %20 fazlası ile yapı sahibinden tahsil edilir. Alakalının fakruhali tevsik olunursa masraf belediye veya valilikçe bütçesinden karşılanır. Tehlike durumu o yapı ve civarının boşaltılmasını icab ettiriyorsa mahkeme kararına lüzum kalmaksızın zabıta marifetiyle derhal tahliye ettirilir.” hükmü yer almış, bu maddede belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyenlere para cezası verileceği aynı yasanın 42. maddesinde kurala bağlanmıştır.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması, Bakım ve Onarımlarına ilişkin 5.11.1999 günlü, 660 sayılı ilke kararının “Esaslı Onarım İlkeleri” başlıklı kısmının b maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen yapıların yıkılmadan korunmalarının esas olduğu, yıkılma tehlikesi arz ettiği (maili inhidam) mal sahipleri yada belediyelerce ileri sürülen yapıların yıkılma kararlarının ancak koruma kurulunca alınacağı, anılan taşınmaz kültür varlıklarının belediyeler veya valiliklerce boşaltılacağı, gerekli güvenlik ve fiziki önlemlerinin ilgili valilik ve belediyesince alındıktan sonra, konunun koruma kuruluna iletilerek alınacak karara göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, maili inhidam durumu arzeden ve taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli yapıların yıkımı yetkisinin Koruma Kurullarına ait olduğu, belediyenin yetkisinin söz konusu yapıların ancak boşaltılmaları ve gerekli güvenlik ve fiziki önlemlerinin alınması ile sınırlı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden ise Beyoğlu Kentsel Sit Alanı içerisinde kalan ve İstanbul III Nolu Koruma Kurulunun 24.6.1988 günlü, 636 sayılı kararıyla korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen taşınmazın yıkılacak derecede tehlike arzetmesi nedeniyle yıkımı yolundaki davacı talebinin İstanbul 1 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 19.11.2001 günlü, 13401 sayılı kararıyla değerlendirilerek, anılan talebin 5.11.1999 günlü, 660 sayılı ilke kararında belirtilen çizim tekniklerine uygun şekilde hazırlanacak röleve ve restitasyonunun kurula getirilmesinden sonra değerlendirilebileceği ve söz konusu ilke kararının 2-b maddesi gereğince Belediyesince gerekli fiziki ve güvenlik önlemlerinin alınması yolunda karar verilerek durumun davalı belediyeye bildirildiği, davalı belediyece de koruma kurulu kararının gereği yapıldığından bahisle 3194 sayılı Yasanın 39 ve 42. maddesi uyarınca tesis edilen dava konusu encümen kararının davacıya tebliğ edilmesi üzerine bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri karşısında davalı idarece dava konusu yapı ile ilgili olarak anılan yapı ile ilgili gerekli fiziki ve güvenlik önlemleri alınması gerekirken Koruma Kuruluna ait olan yetki kullanılarak 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 39. maddesi ve dolayısıyla 42. maddesi uygulanmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 27.5.2004 günlü, E:2002/57, K:2004/895 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 22.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.