Dava konusu uygulama imar planı değişikliğinin üst ölçekli nazım imar planı hükümlerine uygun olması, 1/5000 ölçekli planın da dava konusu edilmemesi karşısında, idare mahkemesince imar planına yönelik olarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, imar planının da iptaline karar verilmesinde isabet bulunmadığı.
İstemin Özeti: İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 29.6.2004 günlü, E:2002/1844, K:2004/1192 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi: Temyize konu mahkeme kararının, parselasyon işleminin iptaline ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49.maddesinin birinci fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Kararın, imar planına ilişkin kısmına gelince; Dosyanın incelenmesinden, davanın parselasyon işlemi ile bu işlemin dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 1/1000 ölçekli planın dayanağı 1/5000 ölçekli plana uygun olduğunun belirtildiği, 1/5000 ölçekli planın ise dava konusu edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu uygulama imar planı değişikliğinin üst ölçekli nazım imar planı hükümlerine uygun olması, 1/5000 ölçekli planın da dava konusu edilmemesi karşısında, İdare Mahkemesince imar planına yönelik olarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, imar planının da iptaline karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulü ile mahkeme kararının parselasyon işleminin iptaline yönelik kısmının onanmasına, imar planının iptaline yönelik kısmının ise bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Aynur Şahinok’un Düşüncesi: İstanbul,Silivri İlçesi,Çanta Belediyesi Gölet Havzası Koruma Alanı içindeki 5000 dönümlük arazinin imara açılmasına olanak tanıyan ……..3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca gerçekleştirilen parselasyon işlemi ile dayanağı imar planının iptali istemiyle açılan dava sonucunda idare mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden davanın parselasyon işlemi ile bu işlemin dayanağı 1/1000 ölçekli imar planının iptali istemiyle açıldığı, idare mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu 1/1000 ölçekli imar planının 1/5000 ölçekli plana uygun olduğunun belirtildiği 1/5000 ölçekli planın ise dava konusu edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; İdare Mahkemesince, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 1/5000 ölçekli plana uygun olması nedeniyle imar planına yönelik olarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenle temyize konu kararın bu yönden bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul ili, Silivri ilçesi , Çanta Belediyesi Gölet Havzası Koruma Alanı içindeki 5000 dönümlük arazinin imara açılmasına olanak sağlayan ve 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca gerçekleştirilen parselasyon işlemine ilişkin 1.5.2001 günlü, 2001/73 sayılı belediye encümeni kararı ile bu işlemin dayanağı imar planının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının dayanağı 1/5000 ve 1/25.000 ölçekli planlara uygun olduğu, ancak 1/50.000 ölçekli plana, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı bulunduğu, bu plan uyarınca gerçekleştirilen parselasyon işlemi sonucunda ise kapanan kadastral yollardan oluşan alanların belediye adına tescil edilerek uygulamaya dahil edildiği, bunun da diğer parsellerden alınması gerekenden daha fazla düzenleme ortaklık payı alınmasına neden olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemlerde mevzuata uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu mahkeme kararının, parselasyon işleminin iptaline ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49.maddesinin birinci fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Kararın, imar planına ilişkin kısmına gelince;
İmar planı, insan, toplum, çevre ilişkilerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın koruma kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amacıyla hazırlanır.
3194 sayılı Yasanın 6.maddesinde planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan yasanın 8.maddesinde ise planların tanımlanmasına yer verilerek planlar bölge planı, çevre düzeni planı, nazım imar planı ve uygulama imar planı olarak kademelendirilmiş ve alt ölçekli planların, üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, uygulama imar planlarının üst ölçekli planlara aykırı olamayacağı, arazi kullanım kararlarının alt ölçekli uygulama imar planlarıyla değiştirilemiyeceği sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davanın; parselasyon işlemi ile bu işlemin dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 1/1000 ölçekli planın dayanağı 1/5000 ölçekli plana uygun olduğunun belirtildiği, 1/5000 ölçekli planın ise dava konusu edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu uygulama imar planı değişikliğinin üst ölçekli nazım imar planı hükümlerine uygun olması, 1/5000 ölçekli planın da dava konusu edilmemesi karşısında, İdare Mahkemesince imar planına yönelik olarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, imar planının da iptaline karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 29.6.2004 günlü, E:2002/1844, K:2004/1192 sayılı kararının parselasyon işleminin iptaline yönelik kısmının ONANMASINA, imar planının iptaline yönelik kısmının ise BOZULMASINA, karar harcının yarısı olan 10.300.000 lira ile fazladan yatırılan 31.700.000 lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 6.5.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.