İmar planı ile yeni bir düzenleme yapılmasını gerektirecek bir neden olmaksızın ya da ilk parselasyon yargı kararıyla iptal edilmeksizin ikinci kez parselasyon yapılmasında imar hukukuna uyarlık bulunmadığı.
Danıştay Savcısı Sefer Yıldırım’ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, hazineye ait, … İli, ? ada, ? ve ? sayılı parsellerin bulunduğu alanda 3194 sayılı imar Kanununun 18.maddesi uyarınca yapılan parselasyon işlemine ilişkin 12.5.2003 günlü, 358 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, idare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, ikinci defa yapılan uyuşmazlığa konu parselasyonla daha sorunlu bir mülkiyet dokusunun yaratıldığı, dava konusu işlemin 3194 sayılı İmar Kanununa, ilgili yönetmeliklere, planlama-uygulama esaslarına aykırı bulunduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun arazi ve arsa düzenlenmesinde uyulacak kuralları belirleyen 18.maddesinde belediyelerin sadece imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri maliklerinin veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın birbirleriyle, yol fazlaları ile kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil,hisseli ve kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya yetkili oldukları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde otuzbeşini geçmemesi şartıyla düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında düzenleme ortaklık payı olarak düşülebileceği, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınamayacağı, ancak, bu hükmün o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına engel teşkil etmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda sözü edilen maddeden anlaşılacağı üzere parselasyon işlemi ile imar planına uygun parsellerin oluşturulması ve yol, yeşil alan gibi kamu alanlarının imar parsellerinde oluşan değer artışı karşılığında düzenlemeye giren parsel maliklerinden bedelsiz olarak alınarak kamunun eline geçmesi sağlanır.
Bu bağlamda, parselasyon işleminin amacı imar planı ile yörenin konut, sosyal ve teknik altyapı ihtiyaçlarının belirlenmesinden sonra bu ihtiyaçların hayata geçirilmesini sağlamaktır. Bu işlemler bir kez yapıldıktan ve yörenin ihtiyaçları giderildikten sonra gelişmeler sonucunda imar planı değişikliği ile yeni ihtiyaçlar ortaya çıkmadıkça parselasyon yapılması mümkün değildir.
Bu durumda, imar planı ile yeni bir düzenleme yapılmasını gerektirecek bir neden olmaksızın ya da ilk parselasyon yargı kararıyla iptal edilmeksizin ikinci kez parselasyon yapılmasında imar hukukuna uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyize konu … İdare Mahkemesinin 14.9.2004 günlü, E: 2003/1315, K: 2004/830 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 10.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.