YAPI TATİL TUTANAĞININ KESİN VE YÜRÜTÜLMESİ ZORUNLU BİR İŞLEM OLDUĞU PARA CEZASININ FAHİŞ OLUP OLMADIĞININ İRDELENMESİ GEREKTİĞİ HK.<
TÜRK MİLLETİ ADINA, Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince gereği görüşüldü: Dava, Kocaeli, Gebze, ? Mahallesi, ? ada, ? parsel sayılı taşınmazdaki ruhsatız inşaatın mühürlenmesine ilişkin yapı tatil tutanağı ile 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 15.1.2004 günlü, 2004/224 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; yapı tatil tutanağının kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmayıp hazırlayıcı nitelikte bir işlem olması nedeniyle idari davaya konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın bu kısmının incelenmeksizin reddine, davanın para cezası verilmesine ilişkin bölümünün ruhsatsız inşaat yapıldığı açık olduğundan para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle incelenmeksizin reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 32.maddesinde, Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç, ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya Valiliklerce o andaki inşaat durumunun tespit edileceği, yapının mühürlenerek inşaatın derhal durdurulacağı, durdurmanın yapı tatil zaptının, yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı, bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibince yapının ruhsata uygun hale getirilmemesi halinde ruhsata aykırı yapının yıktırılması yolunda işlem tesis edileceği hükme bağlanmıştır.
Yapı tatil tutanağı, 3194 sayılı İmar Kanununun 32.maddesi uyarınca düzenlenen ve bir yapının ruhsatsız ya da ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapıldığını tespit eden, düzenlendiği tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapının ruhsata uygun hale getirilerek veya ruhsat alınarak yapının imar mevzuatına uygun hale getirilmesini sağlayan idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemdir. Bu durumda, işin esasının incelenmesi gerekirken davanın incelenmeksizin reddi yolundaki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Uyuşmazlığı para cezası verilmesine yönelik kısmına gelince; 3194 Sayılı Yasanın 42.maddesi uyarınca verilecek para cezalarında idareye yasanın belirlediği alt ve üst sınırlar içerisinde ceza tayini olanağı tanınmıştır. Ancak bu takdir yetkisi objektif ölçütler çerçevesinde, hak ve nasafet kurallarına uygun olarak kullanılmalıdır.
3194 sayılı Yasanın 42.maddesinde belirtilen para cezasının miktarının alt sınırının üzerinde takdir edilebilmesi için, idarenin mahallinde yapılacak tespitle, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı hususların nelerden oluştuğunu ve niteliğini saptaması önemlidir. Alt sınırın üzerinde para cezası belirlenmesi durumunda, takdir yetkisinin hangi ölçütler çerçevesinde kullanıldığının, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı hususların nelerden oluştuğunun ve niteliğinin de belirtilmesi suretiyle idarece açıklanması ve kanunda yazılı alt sınırın üzerindeki miktarda para cezası verilmesinin gerekçelerinin objektif ölçütlere uygun biçimde ortaya konulması zorunludur. Belediye encümeni kararında ya da davalı idarenin savunma dilekçesinde gerekçenin gösterilmemesi durumunda ise, mahkemece kanunda yazılı alt sınırın üzerinde para cezası miktarının belirlenmesinin nedenlerinin araştırılması ve alt sınırın üzerinde para cezası miktarının belirlenmesine yönelik olarak idarece gösterilecek gerekçelerin incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekmektedir. İdare Mahkemesince, işlemde gerekçenin bulunmaması durumunda hiç bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın davalı idarenin takdir yetkisi bulunduğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayacaktır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince söz konusu taşınmazın bulunduğu yerin konumu, yapının kullanım biçimi, ebadı ve niteliği, çevresinde ya da aynı bölgede emsal taşınmazlar için uygulanan imar para cezalarının miktarı da göz önünde bulundurulmak ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle doğacak sonuca göre uyuşmazlığın para cezasına ilişkin kısmı hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden davanın bu kısmının reddine karar verilmesinde de hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Kocaeli İdare Mahkemesinin 10.12.2004 günlü, E:2004/711, K:2004/1640 sayılı kararının bozulmasına, 16.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.