1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/6291 K: 2007/11 T: 15/01/2007


Düzenleme alanı içerisinde yer alan yoldan ihdas edilen alanların düzenleme ortaklık payı alanından düşülmemesine karşın bu alanlara karşılık olarak belediye adına parsel oluşturulmadığı gibi ihdas edilen alanlar ilave donatı alanı olarak kullanılması amacıyla kamusal alana terk edildiği ve bu şekliyle dahi düzenleme ortaklık payı oranında çok önemli bir değişime yol açmaması karşısında parselasyon işleminde düzenleme ortaklık payının hesaplanması yönünde hukuka aykırılık görülmediği.

Danıştay Savcısı Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, İstanbul İli, Pendik İlçesi, ? Mevkii, ? pafta, ? parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. ve 2981/3290 sayılı Yasanın Ek 1. maddeleri uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin belediye encümeninin 06.02.2003 günlü, 128 sayılı kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazın da yer aldığı bölgede daha önce parselasyon yapılması yolundaki 20.11.2001 günlü, 1094 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle Mahkemede açılan davalarda, kapanan kadastral yollardan düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra kalan kısmının belediye adına tescil edilmesinin ve bu şekilde düzenleme ortaklık payı oranının artırılmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği, dava konusu işlemle uyuşmazlık konusu taşınmazdan %32,78 oranında düzenleme ortaklık payı alındığı, yoldan ihdas edilen alanların düzenleme ortaklık payı hesabına katılmadan doğrudan doğruya kamusal alanlara terk edilerek düzenleme ortaklık payının daha fazla olarak belirlendiği, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dosyası ile birlikte dava konusu işlemin de iptalinin istenildiği İstanbul 2. İdare Mahkemesinin E:2003/1021 sayılı dosyasında verilen 23.03.2006 günlü, K:2006/675 sayılı kararın temyizen incelendiği Danıştay Altıncı Dairesi’nin E:2006/6088 sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporunun incelenmesinden, dava konusu parselasyon işleminin dayanağı imar planına ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapıldığı, yoldan ihdas edilen alanlar toplamının 4717,89 m2 olduğu, bunlara karşılık belediye adına parsel oluşturulmadığı, bu açıdan uygulamada hata bulunmadığı, ancak bu alanların davalı idarece düzenleme ortaklık payından düşülmüş olduğu belirtilmekteyse de bunun yapılmadığı, şöyle ki düzenleme ortaklık payı oranının %32,78 olduğu, oysa yoldan ihdas alanları düzenleme ortaklık payı alanından düşüldüğünde bu oranın %32,58 olduğu, düzenleme ortaklık payı oranını bir miktar düşürdüğü, bunun uygulamayı değiştirecek bir olay olduğu için bu alanların da ilave donatı alanı olarak kullanılması ve değerlendirilmesinde yarar bulunduğu, çünkü çok önemli bir değişim göstermediğinin ifade edildiği anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık konusu olayda, düzenleme alanı içerisinde yer alan yoldan ihdas edilen alanların düzenleme ortaklık payı alanından düşülmemesine karşın bu alanlara karşılık olarak belediye adına parsel oluşturulmadığı gibi ihdas edilen alanların ilave donatı alanı olarak kullanmak amacıyla kamusal alana terk edildiği ve bu şekliyle dahi düzenleme ortaklık payı oranında çok önemli bir değişime yol açmadığı görülmektedir.

Bu durumda, dava konusu parselasyon işleminde düzenleme ortaklık payının hesaplanması yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı görülmekte olup, işlemin diğer yönlerden imar mevzuatına uygunluğunun incelenerek karar verilmesi gerekirken bu gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 10.03.2005 tarihli, E:2004/336, K:2005/417 sayılı kararının BOZULMASINA, 24,60 YTL karar harcı ile fazla yatırılan 15,30 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 15.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.