Hukuka uygun surette alınmış izin bulunmaksızın, inşa edilmiş yapının arkeolojik sit sınırlarının tespitinde dikkate alınamayacağı, yapı dışında sit sınırının tespitine dönük olarak davacılar tarafından öne sürülmemesi karşısında tesis edilen işlemde, hukuka aykırılık görülmediği hakkında.
İstemin Özeti : Muğla İdare Mahkemesinin 31.12.2004 günlü, E:2003/566, K:2004/1811 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Can’ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ekrem Atıcı’nın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacıların maliki oldukları … İli, … İlçesi, … Mevkii, 2 pafta, 1000 parsel sayılı taşınmazın arkeolojik sit derecesinin yükseltilmesine ilişkin İzmir ll Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 10.07.1991 günlü, 2073 sayılı kararı ile sit sınırlarının 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda yeniden belirlendiği şekliyle uygun olduğuna dair Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 01.03.2003 günlü, 2283 sayılı kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada yer alan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parselin lll. derece arkeolojik sit alanı içinde iken, parselin batı bölümünde 1986 yılında gerekli izinler alınarak konut inşa edildiği dönemde kaya mezarlarının yaklaşık 6-7 metre doğusundan geçen bahçe duvarına ve konut yapımına koruma kurullarınca izin verildiği ve bu izinler sonucunda oturma izni alındığı, bu alandaki 1/5000 ve 1/1000 ölçekte işlenen sit paftasında bu alandaki var olan yapılanma göz önünde tutulmaksızın kaya mezarlarına belli bir koruma mesafesi gözetilerek sit sınırının çizildiği, bu sit sınırlarının daha önce gerekli prosedürden geçirilerek yapılmış olan davacılara ait evin ortasından geçtiği, mezarların gelen ziyaretçiler tarafından rahatlıkla gezilebilecek konumda olduğu, sit sınırının parsel ve yapılanmalar gözetilmeksizin belirlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu parselin Gayrımenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 14.10.1978 günlü, A-1362 sayılı kararı ile tescilli III.derece arkeolojik sit alanında kaldığı ve parsel sınırına 6-7 metre mesafede kaya mezarlarının bulunduğu, 2863 sayılı Yasa uyarınca kurulmayan anılan Yasa yetkisi bulunmayan Bodrum Belediyesi Bodrum Sit Alanları Danışma Denetleme Kurulu Başkanlığı tarafından kendisine önerilen projeye konu parselin kentsel ve kırsal konut yerleşme alanı ve II., III. derece sit bölgesinde bulunduğu ve Müze Müdürlüğü’nden sitler hakkında bilgi getirilmesi halinde projenin uygun olduğu yolunda 18.04.1986 günlü, 27/14 sayılı kararın alındığı, bu karar sonrasında davacıların başvurusu üzerine Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü’nün 22.07.1986 günlü, 714 sayılı yazısında ise, taşınmazın III. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı, bu alanlarda inşaat yapma izninin Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları İzmir Bölge Kurulu’na ait olduğu, bu nedenle gerekli belgelerle Bölge Kurulu’na başvurulması gerektiğinin davacılara bildirildiği, ancak bu süreç işletilmeden Bodrum Belediyesi tarafından konut inşası amacıyla 12.08.1986 günü yapı ruhsatının Bodrum Belediyesi Bodrum Sit Alanları Danışma Denetleme Kurulu Başkanlığı’nın anılan kararı dayanak gösterilerek düzenlendiği, 24.11.1986 günü de yapı kullanma izin belgesi verildiği, ruhsat alınmadan önce 2863 sayılı Yasa uyarınca parselde yapı yapılmadan önce Koruma Kurulundan alınmış bir iznin söz konusu olmamasına karşın bilirkişi kurulu tarafından bahçe duvarı ve konut yapımına Koruma Kurulunca izin verildiği belirtilerek, bu izin nedeniyle 1/5000 ve 1/1000 ölçekte işlenen sit paftasında bu alanda var olan yapılanma göz önünde tutulmaksızın kaya mezarlarına belli bir koruma mesafesine göre sit sınırının çizildiği, bu durumun haksız ve yersiz olduğu, sit sınırının yapılaşmasını tamamlamış parselin sınırından geçirilmesi gerektiği görüşüne varıldığı anlaşılmaktadır.
2863 sayılı Yasa ile buna dayalı olarak çıkarılan yönetmeliklerle ilke kararları uyarınca, arkeolojik sit olarak tescile konu edilen yer ve bu yere ait koruma sınırının bilimsel esaslara göre tespitine dönük olarak yetkili koruma kurullarınca yapılan tescil ve sınırların belirlenmesi sırasında, taşınmazın anılan Yasa kapsamında kaldığı ve gerekli iznin alınmasının zorunlu olduğunun bildirilmesine karşın bu izin alınmadan yapılan yapıların esas alınarak tescil işleminin gerçekleştirilmesi yolunda oluşturulan görüşün hukuken korunabilir bir yanı bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığa konu olayda, davacılar tarafından III. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yapılaşma gerçekleştirilmeden önce ve Koruma Kurulundan gerekli izinler alınmaksızın sadece belediyeden alınan inşaat ruhsatına dayalı olarak yapılaşmaya gidildiği, parsel sınırına 6-7 metre mesafede kaya mezarlarının bulunduğu ve bu mezarlara ait koruma sınırının ise söz konusu parselin bir kısmını da içerisine aldığı, bilirkişilerce arkeolojik sit sınırının yasa ve ilke kararlarına uygun olarak belirlenip belirlenmediğinin bilimsel esaslara göre incelenmesi gerekirken fiilen gerçekleşmiş yapılaşmadan hareketle düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında yasal isabet bulunmamaktadır.
Bu durumda, hukuka uygun surette alınmış izin bulunmaksızın inşa edilmiş yapının arkeolojik sit sınırlarının tespitinde dikkate alınamayacağı, bu yapı dışında sit sınırının tespitine dönük olarak davacılar tarafından başkaca bir iddianın da öne sürülmemesi karşısında tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık görülmediğinden davanın reddi gerekirken iptali yolunda verilen temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Muğla İdare Mahkemesinin 31.12.2004 günlü, E:2003/566, K:2004/1811 sayılı kararının bozulmasina, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 17.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.