1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2006/527  K: 2008/1720


Davacı belediyenin 1/50.000 ve 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planlarını ilgili idare sıfatı ile ilan etmesi gerekirken, bu görevini yerine getirmeksizin, anılan planların iptali istemiyle açtığı davada ehliyetli olmadığı hakkında.

Davanın Özeti: Davalı İdarece 24.11.2005 gününde onaylanan 1/50.000 ölçekli İstanbul Metropoliten Alan Alt Bölge Nazım İmar Planı ile 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğinin, kurulmak istenen organize sanayi bölgesinin Ömerli İçmesuyu Havzasında ve orman alanında kaldığı, bütüncül planlama yaklaşımından uzak olduğu ileri sürülerek, iptali istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Davalı İdare Yanında Davaya Katılanın Savunmasının Özeti:Dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 14. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca dosya incelendikten ve Tetkik Hakim E. Emel Çelik’in açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 21.2.2008 günlü, E: 2006/1605, K: 2008/210 sayılı kararıyla, “4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanununun 2/h maddesine göre kalkınma planları ve bölge planları temel alınarak çevre düzeni planlarını hazırlamak veya hazırlatmak, onaylamak, uygulanmasını sağlamak Bakanlığın görevleri arasında sayılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanununun 8.maddesinin (b) fıkrasında: “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tesbit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Kesinleşen imar planlarının bir kopyası Bakanlığa gönderilir” hükmü yer almış; 9. maddesinde dE: “Bakanlık gerekli görülen hallerde, kamu yapıları ile ilgili imar planı değişikliklerinin, umumi hayata müessir afet dolayısıyla veya toplu konut uygulaması veya Gecekondu Kanununun uygulanması amacıyla yapılması gereken planların ve plan değişikliklerinin, birden fazla belediyeyi ilgilendiren metropoliten imar planlarının veya içerisinden veya civarından demiryolu veya karayolu geçen, hava meydanı bulunan veya havayolu veya denizyolu bağlantısı bulunan yerlerdeki imar ve yerleşme planlarının tamamını veya bir kısmını, ilgili belediyelere veya diğer idarelere bu yolda bilgi vererek ve gerektiğinde işbirliği sağlayarak yapmaya, yaptırmaya, değiştirmeye ve re’sen onaylamaya yetkilidir…kesinleşen planlar ilgili belediyelere ve valiliklere tebliğ edilir…” hükmüne yer verilmiştir.

Hangi ölçekte olursa olsun, imar planları genel düzenleyici işlemler olduklarından ilgilileri hakkında sonuç doğurabilmeleri için ilan edilmek suretiyle kesinleştirilmeleri zorunludur. Belediye meclisince kabul edilmekle veya bakanlıkça onanmakla yürürlüğe giren 3194 sayılı Yasada belirtilen imar planlarının kesinleşmeleri için aynı madde hükmü uyarınca bir ay süreyle askıya çıkarılmak suretiyle ilan edilmeleri gerekmektedir.

İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 4.maddesinde Bakanlıkça onaylanarak yürürlüğe giren çevre düzeni planlarının plan kapsamında bulunan ilgili idarelere ve ilgili kurum ve kuruluşlara gönderileceği, planların ilgili idarelerce bir ay süre ile ilan edileceği, askı süresi içinde plan kararlarına gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının itiraz edebileceği; itirazların, itiraza konu alanla ilgili belediye veya valiliğe yapılacağı, idarenin görüşü ile valilikçe Bakanlığa gönderilen itirazların Bakanlıkça, Yönetmelik hükümleri kapsamında değerlendirileceği ve sonuçlandırılacağı, çevre düzeni planlarında yapılacak revizyon, ilave ve değişikliklerin de aynı usullere tabi olduğu kuralı getirilmiştir.

İlgili mevzuatı uyarınca resen Bakanlıkça onaylanan planları ilan etmekle görevli belediyeler anılan mevzuat uyarınca bu yönden ilgili Bakanlığın yerel teşkilatı gibi hareket etmekle yükümlüdür. Dolayısıyla Bakanlıkça onaylanan çevre düzeni planlarının ilgili belediyece ilan edilmesi yasal bir zorunluluk olup, belediyenin bu görevini yerine getirmeksizin kendisine ilan edilmek üzere Bakanlıkça gönderilen plana karşı doğrudan dava açamayacağı açıktır.

Olayda ise, davacı Belediye Başkanlığının belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca dava konusu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planını ilgili idare sıfatıyla bir ay süreyle ilan etmesi gerekirken bu görevini yerine getirmeksizin planın iptali istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır.

Bu nedenle davanın ehliyet yönünden reddedilmesi gerekirken, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli nitelikte bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin Daire kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle Dairemizin 23.12.2005 günlü, E: 2004/6039, K: 2005/6596 sayılı kararını bozmuştur.

Bu durumda, olayda, davacı belediye başkanlığının yukarıda anılan kararda içeriği yazılı mevzuat hükümleri uyarınca dava konusu 1/50.000 ve 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planlarını ilgili idare sıfatıyla bir ay süreyle ilan etmesi gerekirken bu görevini yerine getirmeksizin sözü edilen planların iptali istemiyle açtığı davada, ehliyeti olduğundan söz edilemez.

Açıklanan nedenlerle, davanın ehliyet yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan 3919 YTL keşif avansının davacıya iadesine 12.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.