Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında inşaat ruhsatı verme aşamasında koruma bölge kurullarından izin alınacağı ancak Belediye mücavir alan sınırları içinde yapı kullanma izin belgesi verme görev ve yetkisinin belediyelere ait olduğu hakkında.
İstemin Özeti: Muğla 1. İdare Mahkemesinin 19.02.2008 günlü, E: 2007/573, K: 2008/273 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şimşek’in Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Filiz Z.Gürmeriç’in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA: Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Bodrum, Bitez, Göltürkbükü, Gümüşlük, Gündoğan, Konacık, Ortakent-Yahşi, Turgutreis, Yalı, Yalıkavak ve Mumcular Belediyeleri sınırları içinde bugüne kadar Kurula iskan izni için getirilen korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları ile bunlara cephe veren parsellerin yanı sıra, koruma amaçlı imar planları ve sit alanları kapsamında kalan, inşaat ruhsatı alıp henüz yapı kullanma izni almamış tüm yapılara, bu kararın tebliğinden itibaren inşaatın teknik uygulama sorumlusu, müellif mimarı ve Belediye teknik elemanlarınca yapılanmanın Koruma Amaçlı İmar Planı koşullarına veya geçiş dönemi yapılanma koşullarına uygunluğu yönünde hazırlanacak teknik rapor, ruhsat eki mimari projeleri ve ayrıntılı fotoğraflar ile Kurul görüşü alınmadan iskan izni (yapı kullanma izni) verilmemesine ilişkin 29.07.2006 günlü, 2264 sayılı Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, koruma amaçlı imar planları ile her türlü değişikliklerini inceleyip, karar alma yetkisi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge kurullarına ait olup, Bodrum Yarımadasındaki Koruma Amaçlı İmar Planlarına ve Plan Notlarına ve gerekse 1974 tarihinden bu yana sit alanları ve sit dışı alanlar dahil olmak üzere tüm Bodrum Yarımadası bütününde yapılaşmayı maksimum 2 kat ile sınırlayan tüm üst ölçekli çevre düzeni plan hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirilen, özellikle meyilli arazilerde kat kazanmaya yönelik üç ve hatta daha çok katlı yapılar, yöresel mimari proje ile uyumlu olmayan cephe düzenlemeleri ve yapı malzemeleri gibi uygulamaların artmaması ve koruma amaçlı imar planlarına aykırı yapılaşmaların oluşmaması amacıyla alınan davaya konu Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı belediye tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30. maddesinde; “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye, valilik (…) bürolarından; 27 nci maddeye göre ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen kullanılabilmesi için ise ilgili belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir.
Belediyeler, valilikler (…) mal sahiplerinin müracaatlarını en geç otuz gün içinde neticelendirmek mecburiyetindedir. Aksi halde bu müddetin sonunda yapının tamamının veya biten kısmının kullanılmasına izin verilmiş sayılır. (…)
Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 9. maddesinde; “Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında inşaî ve fizikî müdahalede bulunulamaz, bunlar yeniden kullanıma açılamaz veya kullanımları değiştirilemez. Esaslı onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, yakma, kazı veya benzeri işler inşaî ve fizikî müdahale sayılır.” hükmü yeralmış, anılan Yasanın 57/g maddesinde de; “Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarına ilişkin uygulamaya yönelik kararlar almak” koruma bölge kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
Diğer taraftan, 2863 sayılı Yasa’nın 57.maddesinin ek 2.fıkrasında; “Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında 3194 sayılı İmar Kanununun 21. maddesi kapsamına giren ruhsata tabi olmayan tadilat ve tamiratlar özgün biçim ve malzemeye uygun olarak, bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmuş, İdarelerin izin ve denetimi ile yapılır. Bunların dışında her türlü inşai ve fiziki müdahale koruma bölge kurulunun izni ile yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında inşaat ruhsatı verme aşamasında koruma bölge kurullarından izin alınacağı ancak Belediye mücavir alan sınırları içinde yapı kullanma izin belgesi verme görev ve yetkisinin belediyelere ait olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu noktadan hareketle, yasa ile verilmemiş bir yetkinin idari işlemle koruma bölge kuruluna verilmesinin hukuki temeli bulunmamaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından İdari Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Muğla 1. İdare Mahkemesinin 19.02.2008 günlü, E: 2007/573, K: 2008/273 sayılı kararının bozulmasina, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 07.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.