Kamulaştırılan taşınmazın alanının tapuda fazla olarak tescil edilmesi sebebiyle parsel maliklerine fazla ödeme yapılması suretiyle ortaya çıktığı ileri sürülen zarar ile yargılama gideri ve vekalet ücreti olarak ödenen zararın tazmini istemine ilişkindir. İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı sebeplerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise adı geçen yasa maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymamaktadır.
İstemin Özeti: Danıştay 6. Dairesisince verilen 26.5.2009 günlü, E: 2007/6123, K: 2009/6123 Sayılı kararın; 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istemidir.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün Savunmasının Özeti: Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Konak Belediye Başkanlığı Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Harun Coşkun’un Düşüncesi: 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde tapu sicilinin tutulmasından, doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğu, Devletin sorumluluğuna ilişkin davaların, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiş, mülga 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisinin 917. maddesinde Hazinenin tapu sicillerinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Anılan hükümler ile tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluğu kabul edilmiş, bu konuda açılacak davalarda adli yargı mahkemeleri görevli kılınmıştır.
Olayda tapu sicilinin hatalı tutulması sebebiyle fazla kamulaştırma bedeli ile yargılama gideri ve vekalet ücreti ödenmesi suretiyle uğranıldığı öne sürülen zararın tazmini istendiğinden, yukarda anılan yasa hükümleri uyarınca davanın adli yargı mahkemelerinde görülmesi gereklidir.
Açıklanan sebeplerle karar düzeltme isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ekrem Atıcı’nın Düşüncesi: İzmir, Merkez, Gürçeşme Mahallesi, 43378 ada, 10 parselde kayıtlı ve Konak Belediye Başkanlığınca kamulaştırılan 106 m2’lik taşınmazın alanının tapuda 212 m2 olarak tescil edilmesi sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemeleri kararları sonucunda parsel maliklerine fazla ödeme yapılması suretiyle ortaya çıktığı ileri sürülen 21.790,27 YTL zarar ile yargılama gideri ve vekalet ücreti olarak ödenen 1.859,89 YTL zararın tazmini istemiyle açılan dava sonunda davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen idare Mahkemesi kararını onayan Daire kararının düzeltilmesi taraflarca istenmiştir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğu, Devletin sorumluluğuna ilişkin davaların, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiş, mülga 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisinin 917. maddesinde Hazinenin tapu sicillerinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Anılan hükümler ile tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluğu kabul edilmiş, bu konuda açılacak davalarda adli yargı mahkemeleri görevli kılınmıştır.
Olayda tapu sicilinin hatalı tutulması sebebiyle fazla kamulaştırma bedeli ile yargılama gideri ve vekalet ücreti ödenmesi suretiyle uğranıldığı öne sürülen zararın tazmini istendiğinden, yukarda anılan yasa hükümleri uyarınca davanın adli yargı mahkemelerinde görülmesi gereklidir.
Her ne kadar davacı istemini, Medeni Kanunun yukarda belirtilen hükümlerine dayandırmamış ise de, davanın dayanağı maddi olaylar dikkate alındığında, davada uygulanacak kural, anılan Yasa hükümleri olacağından, bu durum, davada idari yargının görevli olması sonucunu doğurmamaktadır.
Öte yandan, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun uyuşmazlık konusu kamulaştırma işleminin tesis edildiği tarih itibariyle yürürlükte olan 14. maddesinde idarenin, kamulaştırma belgelerinin tebliği için notere verildiği günden itibaren altmış gün içinde maddi hatalara karşı adli yargıda dava açabileceği hükmü dikkate alındığında, kamulaştırma işlemi ile ilgili maddi hatadan doğan uyuşmazlıkların çözümü görevi de adli yargıya verilmiştir.
Kaldı ki, kamulaştırma bedelinin artırımı davaları sonucunda verilen Asliye Hukuk Mahkemeleri kararları gereğince ödenen tutarın tazmini isteminden doğan davanın, yargılamanın bütünlüğü açısından da adli yargıda görülmesi gereklidir.
Açıklanan sebeplerle karar düzeltme isteminin kabulüyle idare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
KARAR: Danıştay Dava Daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında ancak 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı sebeplerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise adı geçen yasa maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymamaktadır.
SONUÇ: Bu sebeple kararın düzeltilmesi isteminin reddine, yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 14.09.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY: İzmir, Merkez, Gürçeşme Mahallesi, 43378 ada, 10 parselde kayıtlı ve Konak Belediye Başkanlığınca kamulaştırılan 106 m2’lik taşınmazın alanının tapuda 212 m2 olarak tescil edilmesi sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemeleri kararları sonucunda parsel maliklerine fazla ödeme yapılması suretiyle ortaya çıktığı ileri sürülen 21.790,27 YTL zarar ile yargılama gideri ve vekalet ücreti olarak ödenen 1.859,89 YTL. zararın tazmini istemiyle açılan dava sonunda davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen idare Mahkemesi kararını onayan Daire kararının düzeltilmesi taraflarca istenmiştir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğu, Devletin sorumluluğuna ilişkin davaların, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiş, mülga 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisinin 917. maddesinde Hazinenin tapu sicillerinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Anılan hükümler ile tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluğu kabul edilmiş, bu konuda açılacak davalarda adli yargı mahkemeleri görevli kılınmıştır.
Olayda tapu sicilinin hatalı tutulması sebebiyle fazla kamulaştırma bedeli ile yargılama gideri ve vekalet ücreti ödenmesi suretiyle uğranıldığı öne sürülen zararın tazmini istendiğinden, yukarda anılan yasa hükümleri uyarınca davanın adli yargı mahkemelerinde görülmesi gereklidir.
Açıklanan sebeplerle karar düzeltme isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı gerekçesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.