1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/7072 K: 2011/2372 T: 21.6.2011


Dava, yapılan plan değişikliğine ilişkin belediye meclisi kararının iptali istemiyle açılmıştır. İşlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanununda belediye meclisi üyelerinin toplantıya katılamayacakları durumlar sınırlı olarak sayılmış ise de, sonradan yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu ile belediye meclisi üyelerinin kendileri ile ilgili işlemin görüşüldüğü meclis toplantısına katılamayacakları hususu açıkça hükme bağlanmıştır.

Olayda ise, belediye meclisi üyesinin yalnızca kendisine ait taşınmazın ve komşu parselde yer alan davacıya ait taşınmazın bulunduğu taşınmazlara ilişkin yapılan imar planı değişikliğinin görüşüldüğü belediye meclisi toplantısına katıldığı, imar planı değişikliği talebinin de bizzat belediye meclis üyesince verildiği görülmektedir. Bu durumda, dava konusu işlemin şekil öğesi yönünden hukuka aykırı olması nedeniyle iptali gerekir.

İstemin Özeti: Konya 2. İdare Mahkemesinin 03.02.2009 günlü E:2008/836 K:2009/107 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR: Dava Konya İli Kulu İlçesi Karşıyaka Mahallesi, … ada, … sayılı parseli kapsayan alanda yapılan plan değişikliğine ilişkin 28.10.2004 günlü, 31 sayılı belediye meclisi kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporlar (06.05.2005, 27.06.2005 ve 17.12.2005 tarihli rapor) ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden Kamu yararı ile mülkiyet hakkının çeliştiği noktada Kamu yararının mülkiyet hakkından üstün olduğu ve mülkiyet hakkının kamu yararı ile sınırlandırılabileceği hususları da göz önüne alındığında dava konusu imar planı tadilatına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 8.6.2000 günlü, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde belirtildiği üzere, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep Konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmıştır.

5393 sayılı Belediye Kanununun 27. maddesinde: “Belediye başkanı ve meclis üyeleri münhasıran kendileri, ikinci derece dahil kan ve kayın kısımları ve evlatlıkları ile ilgili işlerin görüşüldüğü meclis toplantılarına katılamazlar.” hükmü yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden; işlem tarihinde davalı belediye meclisi üyesi olan …’in imar planı tadilatı talebinde bulunması üzerine, yalnızca davacının mülkiyetinde bulunan …ada, … sayılı parsel ile …’in mülkiyetinde bulunan … ada, … sayılı parseli kapsayan alanda yapılan imar planı tadilatının M. U.’in de hazır bulunduğu dava konusu meclis kararı ile kabul edildiği anlaşılmıştır.

İşlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanununda belediye meclisi üyelerinin toplantıya katılamayacakları durumlar sınırlı olarak sayılmış ise de, sonradan yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu ile belediye meclisi üyelerinin kendileri ile ilgili işlemin görüşüldüğü meclis toplantısına katılamayacakları hususu açıkça hükme bağlanmıştır.

Olayda ise, belediye meclisi üyesinin yalnızca kendisine ait taşınmazın ve komşu parselde yer alan davacıya ait taşınmazın bulunduğu taşınmazlara ilişkin yapılan imar planı değişikliğinin görüşüldüğü belediye meclisi toplantısına katıldığı, imar planı değişikliği talebinin de bizzat belediye meclis üyesince verildiği görülmektedir.

Bu durumda, dava konusu işlemin şekil öğesi yönünden hukuka aykırı olması nedeniyle iptali gerekirken, davanın reddi yönündeki mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Konya 2. İdare Mahkemesinin 03.02.2009 günlü E:2008/836 K:2009/107 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.