1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/747 K: 2011/828


Parselasyon yapılan sahada önceden yapılmış terk gibi kesintilerin yeni yapılan parselasyonda dikkate alınacağı, önceden yapılan terk ve kesinti miktarı belirlendikten sonra ortaya çıkan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceği hakkında.

İstemin Özeti: Ankara 1. İdare Mahkemesinin 22.9.2008 günlü, E: 2008/208, K: 2008/1619 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Danıştay Tetkik Hakimi K…. K…..’nın Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M.İ…. K…..’nun Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, Ankara, Çankaya İlçesi, Kavaklıdere Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin 10.8.2006 günlü, 1036 sayılı kararı ile kabul edilen parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu … ada, … parsel sayılı taşınmazdan 1940 yılında imar idare heyeti tarafından zayiat adı altında kesinti yapıldığı, 1958 tarihinde ise bir kısmının yola giden alan olarak ayrıldığı, 3194 sayılı yasanın 18. maddesi uyarınca bir parselden birden fazla düzenleme ortaklık payı kesilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

3194 Sayılı Yasanın 18. maddesinde “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.” hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin altıncı fıkrasında ise, “Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez. ” kuralı yer almıştır.

İmar Kanunun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde “Düzenleme ortaklık payı oranı: Bir düzenleme sahasında tesbit edilen düzenleme ortaklık payı miktarının, bu saha içindeki kadastro veya imar parsellerinin yüzölçümü miktarlarına oranıdır.

Evvelce yapılan düzenlemeler dolayısıyla düzenleme ortaklık payı veya bu maksatla başka isimlerle bir pay alınmış olan arazi veya arsalar bu ortaklık payı hesabına katılmaz.

Ancak, taşınmaz sahiplerinin talepleri üzerine, mülga 6785-1605 sayılı İmar Kanununun 39 uncu maddesine göre daha önce ifraz edilerek tescil edilen parsellerden düzenlemeye dahil edilenlerin, ilk parselin ifrazında alınan terk oranını % 35’e tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabilir.” kuralı yer almıştır.

Dava konusu işlemin, A…. Büyükşehir Belediyenin yetki alanında bulunan Atatürk Bulvarına cephe veren uyuşmazlık konusu parseli kapsayan alanda yapıldığı anlaşıldığından, 5216 sayılı Kanunun 7/c ve g maddeleri kapsamında tesis edilen dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Olayda her ne kadar idare mahkemesince sözkonusu alanda daha önce de imar idare heyeti kararları doğrultusunda kesinti yapıldığı sözkonusu parselden ikinci kez düzenleme ortaklık payı kesilemeyeceği belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmişse de, daha önce yapılan sözkonusu kesintilerin mevzuatta öngörüldüğü şekliyle sözkonusu alanda yeniden düzenleme yapılması halinde düzenleme ortaklık payı miktarında dikkate alınacağı, daha önceden yapılan terk ve kesintilerin miktarı belirlendikten sonra ortaya çıkan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceği açıktır.

Bu durumda yukarıda belirtilen hususlar saptandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken parselden ikinci kez düzenleme ortaklık payı kesilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 1. İdare Mahkemesinin 22.9.2008 günlü, E: 2008/208, K: 2008/1619 sayılı kararının bozulmasına, 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 13.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.