1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/9054 K: 2007/10161


Hakkını ihlal eden yapı ruhsatının iptaline ilişkin işlemden dolayı doğrudan tam yargı davası açma yoluna gitmeyen davacı tarafından, ruhsat iptalinden sonra yıkım işleminin tesis edilmesi ve tebliği üzerine yasal dava açma süresi içerisinde açılan davada süre aşımı bulunmadığı hakkında.

İstemin Özeti: Ankara 10. İdare Mahkemesinin 19.07.2007 günlü, E: 2006/534, K: 2007/1502 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Çan’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Yücel Bulmuş’un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Duruşma yapılmasına gerek görülmedi. Dava, Ankara İli, Çubuk ilçesi, Cumhuriyet Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı tarafından ruhsatlı olarak inşa edilen yapıya ait yapı ruhsatının iptal edilmesi ve ardından da 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yıkımına karar verilmesi sonucu oluştuğu öne sürülen 107.335,52 YTL maddi, 20.000,00 YTL manevi zararın inşaatın durdurulma tarihi olan 16.10.2003 gününden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından tazmini istenilen zarara neden olan yapı ruhsatının iptaline ilişkin işleme karşı ilk önce iptal davası açıldığı, bu davada verilen kararın davacı vekiline 04.04.2005 günü tebliğ edildiği, temyiz edilmemesi nedeniyle bu tarih itibariyle yapı ruhsatının iptaline ilişkin yargı kararının kesinleştiği, bu işlemden doğan zararın tazmini istemiyle kararın tebliğini izleyen dava açma süresi içinde en son 03.06.2005 gününe kadar tam yargı davası açılması ya da davalı idareye dava açma süresi içinde tazminat istemiyle başvuru yapılarak dava açılması gerekirken, bu süreler geçirilerek 23.02.2006 günü açılan davada süreaşımı bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiş; bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun İptal ve Tam Yargı Davaları başlıklı 12. maddesindE: “İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bîr işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” kuralına yer verilmiştir. Bu maddede göndermede bulunulan 11. maddede isE: “1) İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 2) Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. 3) İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.” kuralı yer almıştır.

Yukarıda içeriğine yer verilen düzenlemelere göre, ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlemden dolayı doğrudan tam yargı davası açabilecekleri gibi iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri ya da iptal davasının karara bağlanması üzerine kararın tebliğinden itibaren dava açma süresi içerisinde tam yargı davası açabilecekleri veya bir idari işlemin icrası nedeniyle doğan zararlardan dolayı da icra tarihinden itibaren Yasanın 11.maddesinde öngörülen başvuru yollarını da kullanmak suretiyle bu davaları açmaları mümkündür.

Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu parsel üzerinde yapılacak yapı için davacı adına 13.03.2003 günü yapı ruhsatı verildiği, davacı tarafından inşaata başlanıldığı, yapının bodrum ve zemin katın tamamlanmış, Lkatının tabiiye betonu atılmış şekilde 16.10.2003 günü yapı tatil tutanağı düzenlenerek durdurulduğu ve yapı ruhsatının 24.10.2003 günü iptal edildiği, bu işlemlere karşı açılan davanın Ankara 3.İdare Mahkemesinin 08.11.2004 günlü, E: 2003/1829, K: 2004/1679 sayılı kararıyla reddedildiği, bu karar temyiz edilmediği gibi, tam yargı davası açılması için gerekli sürecin işletilmediği, daha sonra belediye encümeninin 10.10.2005 günlü, 2005/171 sayılı kararı ile mühürlenerek ruhsatı iptal edilen yapının yıkımına karar verilerek davacıya işlemin 1.11.2005 günü tebliğ edilmesi üzerine, davacı tarafından, yıkım işleminden dolayı uğranılan zararın tazmini istemiyle doğrudan tam yargı davası açılması süreci başlatılarak 2577 sayılı Yasa’nın 11.maddesi kapsamında 23.11.2005 günü davalı idareye yapılan başvuru ile tazminat talebinde bulunulduğu, istemin yanıtlanmayarak reddi üzerine, 01.11.2005 gününden itibaren işlemeye başlayan ve 23.11.2005 günü duran, 22.01.2006 günü yeniden işlemeye devam eden dava açma süresi içerisinde 23.02.2006 günü görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacı tarafından, hakkını ihlal eden yapı ruhsatının iptaline ilişkin işlemden dolayı doğrudan tam yargı davası açılması yoluna gidilmediği, ruhsat iptalinden sonra yıkım işleminin tesis edilmesi ve tebliği üzerine, yasal dava açma süresi içerisinde dava açılması karşısında, davanın süre yönünden reddi yolundaki temyize konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 10. İdare Mahkemesinin 19.07.2007 günlü, E: 2006/534, K: 2007/1502 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 05.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.