1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2010/10709 K: 2011/2200 T: 14.6.2011


3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemleri arsa ve arazilerin malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati alınmaksızın tesis edilebileceğinden bu işlemlere karşı açılan davaların da tapuda kayıtlı malikler veya diğer hak sahipleri tarafından açılabilir. Malik olmayıp ancak taşınmaz üzerinde hak iddia edenlerin ise taşınmazın tapu kaydını adlarına tescil ettirmeleri üzerine dava açabileceği gözetilmelidir.

İstemin Özeti: Antalya 2. İdare Mahkemesince verilen 17.06.2010 günlü, E:2009/1015, K:2010/726 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Nejdet Bayram’ın Düşüncesi: 3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemleri arsa ve arazilerin malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati alınmaksızın tesis edilebileceğinden bu işlemlere karşı açılan davaların da tapuda kayıtlı malikler veya diğer hak sahipleri tarafından açılabileceği, malik olmayıp ancak taşınmaz üzerinde hak iddia edenlerin ise taşınmazın tapu kaydını adlarına tescil ettirmeleri üzerine dava açabilecekleri göz önüne alındığında davacının dava konusu işlemde yasal ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M. İclal Kutucunun Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR: Dava, Antalya, Gazipaşa, Aksu Mevkii … ada, … parsel sayılı taşınmazın 3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesi uyarınca parselasyona tabi tutulmasına ilişkin 16.04.2009 günlü 172 sayılı belediye encümeni kararı ile bu karara yönelik yapılan itirazın reddine ilişkin 29.05.2009 günlü, 208 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, parselasyon işleminin tapu kayıtları üzerinden yapılamasının gerektiği, mülkiyeti ihtilaflı taşınmazın parselasyona tabi tutulmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

T.C. Anayasasının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin öğesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır.

2577 sayılı Yasanın 2.maddesinin 1.fıkrası (a) bendinde iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır. İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan “dava açma ehliyeti” iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme yapılırken davacı ile dava konusu işlem arasında kişisel, güncel ve meşru bir menfaat ilişkisinin bulunup bulunmadığı hususu göz önüne alınmaktadır.

Davacı tarafından davaya konu taşınmazın tapusunun iptali ve kendi adına tescili istemiyle Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı ve bu davanın devam ettiği, parselasyon işleminin kurulduğu tarihte tapuda kayıtlı malikler adına tesis edildiği, kaldı ki, söz konusu taşınmazın hiçbir zaman davacı adına tescilinin de olmadığı anlaşılmıştır.

Bu durumda 3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemleri arsa ve arazilerin malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati alınmaksızın tesis edilebileceğinden bu işlemlere karşı açılan davaların da tapuda kayıtlı malikler veya diğer hak sahipleri tarafından açılabileceği, malik olmayıp ancak taşınmaz üzerinde hak iddia edenlerin ise taşınmazın tapu kaydını adlarına tescil ettirmeleri üzerine dava açabilecekleri göz önüne alındığında davacının dava konusu işlemde yasal ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmış, işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesinin Antalya 2. İdare Mahkemesince verilen 17.06.2010 günlü, E:2009/1015, K:2010/726 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 14.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.