Olayda uyuşmazlık konusu taşınmazı kapsayan toplam 634.000m² alana sahip yerde, yaklaşık 1400 hak sahibinden, 1050’si ile anlaşma sağlandığı, projenin 1. ve 2. ebatının tamamlandığı 3. ebatının da bitme aşamasına geldiği projede bütünlüğün sağlanması ve anlaşma yapan hak sahiplerininde kamulaştırmadan kaynaklanan gecikme nedeniyle mağduriyet yaşanılmaması için ayrıca, çarpık ve gecekondu tipi yapılaşmanın hakim olduğu, bu kapsamda dar gelirli vatandaşlar için daha iyi barınma koşullarının ve konut üretiminin sağlanması için anlaşma yapılamayan parsellerin kamu eline geçmesinin sağlanması maksadıyla üstün kamu yararı bulunması nedeniyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde belirtilen acele kamulaştırma şartlarının gerçekleştiği ve bölgenin mevcut kentsel dokusu itibariyle acele kamulaştırılmasında kamu yararı olduğu sonucuna varıldığından dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
İstemin Özeti : Ankara İli, Mamak İlçesi, A1 Mahallesi, 51423 ada 1 parsel (eski 37586 ada, 2 parsel) sayılı taşınmazın Ankara-Mamak-A1 Mahalleleri Kentsel Dönüşüm ve Gecekondu Önleme Projesi kapsamında Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 03/09/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2012 tarihli, 2012/3421 sayılı Bakanlar Kurulu kararının; acele kamulaştırma yapılabilmesi için mevzuatta öngörülen şartların oluşmadığı, bu konuda öngörülen prosedüre aykırı işlem tesis edildiği, ilgili taşınmazların tapu kayıtları ile işlem ekinde belirtilen krokide farklı olduğu, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Dava konusu Ankara İli, Mamak İlçesi, A1 Mahallesi, 51423 ada 1 parsel (eski 37586 ada, 2 parsel) sayılı taşınmazın Ankara-Mamak-A1 Mahalleleri Kentsel Dönüşüm ve Gecekondu Önleme Projesi kapsamında Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 03/09/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2012 tarihli, 2012/3421 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : Dava konusu taşınmazın bulunduğu alana yönelik olarak dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, uyuşmazlığa konu bölgede düzensiz yapılaşmanın hakim olduğu, bu nedenle bölgede ikamet eden dar gelirli vatandaşlar için daha iyi barınma koşullarının ve konut üretiminin sağlanması için anlaşma yapılamayan parsellerin kamu eline geçirilerek 2006 yılından itibaren gerçekleştirilmesi düşünülen gecekondu dönüşüm projesinin tamamlanması amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca dava konusu işlemin tesis edildiği, bölgenin mevcut kentsel dokusu itibariyle acele kamulaştırılmasında kamu yararı olduğu ve anılan madde metninde yer alan şartların gerçekleştiği, diğer taraftan anılan mevzuat hükümlerinde davalı idareye acele kamulaştırma yapma konusunda tanınan takdir yetkisinin haksız ve hukuka aykırı olarak kullanıldığı noktasında herhangi bir verinin de söz konusu olmadığı, bu itibarla dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Düşüncesi : Dava, Ankara İli, Mamak İlçesi, A1 Mahallesi, 51423 ada 1 parsel (eski 37586 ada, 2 parsel) sayılı taşınmazın Ankara-Mamak-A1 Mahalleleri Kentsel Dönüşüm ve Gecekondu Önleme Projesi kapsamında Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 03.09.2012 günlü, 28373 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16.07.2012 günlü, 2012/3421 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
5393 sayılı Yasa ile, kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarında anlaşma sağlanamayan durumlarda kamulaştırma yapılabileceği öngörülmüş olduğundan, anılan Yasa uyarınca yapılacak olan kamulaştırmalarda 2942 sayılı Yasanın acele kamulaştırmayı düzenleyen 27. maddesi hükmünün de uygulanabileceği açıktır.
Anayasa’nın 13. ve 35. madde hükümleri çerçevesinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun “Acele kamulaştırma” başlıklı 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolunun istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiği, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığının arandığı ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanındığı anlaşılmaktadır. Bu koşullardan ikisinin Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceğinin belirtildiği gözönünde bulundurulduğunda, üçüncü koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile Mamak Belediye Başkanlığı arasında 5393 sayılı Belediye Kanunu, 775 sayılı Gecekondu Kanunu, 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu çerçevesince Ankara-Mamak-A1 Mahalleleri Kentsel Dönüşüm ve Gecekondu Önleme Projesi kapsamında 25.11.2004, 06.06.2006, 07.12.2006, 05.02.2008, 21.05.2010 tarihlerinde protokollerin imzalandığı, bu protokoller uyarınca, hak sahipleri ile uzlaşma görüşmelerine başlandığı, hak sahipleri ile anlaşma sağlanamayan taşınmazlar hakkında dava konusu acele kamulaştırma kararının alındığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, olayda, 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesi uyarınca kentsel dönüşüm projesi uygulanabilmesi için aranan koşulların varlığının tek başına acele kamulaştırma yapılabilmesi için yeterli olmaması nedeniyle, öncelikle taşınmaz malikiyle anlaşma yoluna gidilmesi, anlaşma sağlanamayan durumlarda da yine önce olağan kamulaştırma prosedürünün uygulanması, kamulaştırmanın 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca gerçekleştirilebilmesi için ise acele kamulaştırmanın koşullarının gerçekleşmiş olduğunun açıkça ortaya konulmasının gerekmesine karşın, bu gereğe uyulmaksızın tesis edilen dava konusu Bakanlar Kurulu kararında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 16.07.2012 günlü, 2012/3421 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının uyuşmazlığa konu taşınmaza ilişkin olarak iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Ankara İli, Mamak İlçesi, A1 Mahallesi, 51423 ada 1 parsel (eski 37586 ada, 2 parsel) sayılı taşınmazın Ankara-Mamak-A1 Mahalleleri Kentsel Dönüşüm ve Gecekondu Önleme Projesi kapsamında Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 03/09/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2012 tarihli, 2012/3421 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun “Acele kamulaştırma” başlıklı 27. maddesinde, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt Savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10′ uncu madde esasları dairesinde ve 15′ inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10′ uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile Mamak Belediye Başkanlığı arasında 5393 sayılı Belediye Kanunu, 775 sayılı Gecekondu Kanunu, 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu çerçevesince Ankara-Mamak-A1 Mahalleleri Kentsel Dönüşüm ve Gecekondu Önlem Projesi kapsamında 25.11.2004, 06.06.2006, 07.12.2006, 05.02.2008, 21.05.2010 tarihlerinde protokollerin imzalandığı, bu protokoller uyarınca da, hak sahipleri ile uzlaşma görüşmelerine başlanıldığı, hak sahiplerinin bir kısmı ile uzlaşma sağlandığı, anlaşma sağlanamayan taşınmazlar hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile acele kamulaştırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Olayda uyuşmazlık konusu taşınmazı kapsayan toplam 634.000m² alana sahip yerde, yaklaşık 1400 hak sahibinden, 1050’si ile anlaşma sağlandığı, projenin 1. ve 2. ebatının tamamlandığı 3. ebatının da bitme aşamasına geldiği projede bütünlüğün sağlanması ve anlaşma yapan hak sahiplerininde kamulaştırmadan kaynaklanan gecikme nedeniyle mağduriyet yaşanılmaması için ayrıca, çarpık ve gecekondu tipi yapılaşmanın hakim olduğu, bu kapsamda dar gelirli vatandaşlar için daha iyi barınma koşullarının ve konut üretiminin sağlanması için anlaşma yapılamayan parsellerin kamu eline geçmesinin sağlanması maksadıyla üstün kamu yararı bulunması nedeniyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde belirtilen acele kamulaştırma şartlarının gerçekleştiği ve bölgenin mevcut kentsel dokusu itibariyle acele kamulaştırılmasında kamu yararı olduğu sonucuna varıldığından dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa 6545 sayılı Kanununun 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesi kapsamında kalan davanın reddine, aşağıda ayrıntısı yer alan 319,90 TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı idareler vekili lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, bu kararın tebliğini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz isteminde bulunulabileceğinin duyurulmasına, 24/05/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY : Anayasanın 35. maddesinde: “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü yer almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde: “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmüne yer verilmiştir.
5393 sayılı Kanunda, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolunun esas olduğunun belirtilmiş olduğu da gözönünde bulundurulduğunda, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin uygulanmasında öncelikle anlaşma yoluna gidilmesi gerektiği, anlaşma sağlanamayan durumlarda kamulaştırma yapılması ve bu halde de kamulaştırmanın 2942 sayılı Kanunun 27. maddesine dayanılarak acele kamulaştırma yoluyla gerçekleştirilebilmesi için ise, acele kamulaştırmanın koşullarının gerçekleşmiş olduğunun açıkça ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.
Bu açıklamalar çerçevesinde, bakılmakta olan dava değerlendirildiğinde, davalı idarece öncelikle taşınmaz malikleri ile anlaşma yoluna gidilmesi, anlaşmanın gerçekleşememesi halinde de yine ilk önce olağan kamulaştırma yolunun tercih edilmesi, ancak 2942 sayılı Kanunun 27. maddesinde yer alan acelelik halinin bulunduğunun saptanması durumunda anılan madde uyarınca acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak gerekli tespitler yapılıp sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması ve bunun sonucunda da başvuruda bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi halinde Bakanlar Kurulunca 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca aceleliğine karar verilmiş olan taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden de davacıya ait taşınmazın kamulaştırılması amacıyla işlemlerin başlatılmış olduğu, bu hususa ilişikin olağan prosedürün devam ettiği görüldüğünden, bu husus da acele kamulaştırma yapılmasına ilişkin şartların oluşmadığına karine teşkil etmektedir.
Bu durumda, 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesi uyarınca kentsel dönüşüm ve gelişim projesi uygulanabilmesi için aranan koşulların var olmasının, acele kamulaştırma yapılması için yeterli olmadığı, dava konusu Bakanlar Kurulu kararında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulamadığı sonucuna varıldığından dava konusu Bakanlar Kurulu kararının söz konusu taşınmaza ilişkin kısımının iptali gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.