1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2016/5056 K: 2018/4000 T: 2.5.2018


Dava konusu kamulaştırma işleminin dayanağı imar planı ile yenileme projelerinin kabulüne ilişkin koruma kurulu kararının iptaline karar verildiği gözetildiğinde dava konusu kamulaştırma işleminin de dayanağının kalmadığı.

İstemin Özeti: İstanbul 4. İdare Mahkemesince verilen 28/01/2016 tarihli, E: 2015/1384, K: 2016/155sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının ek gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi, A1 Mahallesi, 361 ada, 18 parsel sayılı taşınmazın 5366 sayılı Kanunun 4/2 maddesi uyarınca kamulaştırılması yolunda tesis edilen 10/12/2009 tarihli, 1632 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, Danıştay Altıncı Dairesinin 10/04/2014 tarihli E: 2011/6576, K: 2014/2942 sayılı bozma kararına uyularak; 5366 sayılı Kanunda anlaşma yolunun esas olması nedeniyle taşınmaz maliklerinin projeyi kendilerinin uygulayabilmeleri imkanlarının tanındığı, uyuşmazlıkta ise taşınmazı da kapsayan alanın 2006 yılında yenileme alanı olarak ilan edilmesi sonrasında yenileme alanı kapsamında kalan taşınmazların acele kamulaştırma usulü uygulanarak kamulaştırılabileceği yolunda karar alındığı, davalı idarece henüz proje hazırlanmadan ada bazında geniş katılımlı toplantılar yapıldığı belirtilerek anlaşma yolunun denendiğinin ifade edildiği, aynı zamanda yenileme projesi hazırlama ve uygulama işi ihalesi yapılarak ihaleyi kazanan şirketçe hazırlanan yenileme projesinin koruma kurulunun 30/11/2007 tarihli, 26 sayılı kararı ile kabul edildiğinin belirtildiği, proje olmadan 2006 yılında yapılan toplantılar ile projenin uygulanması hususunun da ihale edilmesi karşısında proje hazırlanması sonrasında 2008 yılında yapılan ada bazında toplantıların anlaşma yolunun denenmesi anlamında kabul edilemeyeceği, bu anlamda Kanunun öngördüğü çerçevede anlaşma yoluna gidilmediği; anılan Kanunun tescilli eserlere yönelik olarak projenin malikler tarafından uygulanabilmesi maddesinin uygulanması açısından ise, davalı idarece taşınmaz maliklerinin projeyi kendilerinin uygulamaları konusunda ne şekilde hareket edebilecekleri, hangi tarihler arasında hangi faaliyetleri yürütecekleri konusunda objektif nitelikte genel kriterler belirlenerek yenileme alanı kapsamında kalan taşınmaz maliklerine projeden yararlanma imkanı tanınması bir gereklilik iken bu şekilde bir yaklaşımın sergilenmediği; diğer taraftan, Tarlabaşı 1. Etap Yenileme Alanı projesi kapsamında 220 tanesi tescilli olmak üzere 278 adet yapının bulunduğu, yenileme projesi kapsamında öngörülen kullanımların %52 si konut, % 12 si ticaret, % 17 si turizm, % 14 ü ofis kullanımları niteliğinde olduğu, yenileme alanının 9 adet adadan oluşan toplam 20.000 m² lik bir alandan oluştuğunun görüldüğü, 5366 sayılı Kanunla kamulaştırma hususunun, projenin uygulanması konusunda anlaşma ve projenin malikleri tarafından uygulanması hususlarından sonra düzenlendiği, bununla birlikte kamulaştırma konusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa atıf yapıldığı ve yenileme alanı kapsamında kalan taşınmazların kamulaştırılması konusuna ayrıca kriterler eklendiği, Kamulaştırma Kanununda da öngörülen ve 5366 sayılı Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrasında 6306 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile de ifade edilen hususa göre de, kamu hizmetine ayrılan taşınmazların kamulaştırılabileceği, kamu hizmetine ayrılmamış taşınmazlar için ise Kat Mülkiyeti Kanunu, irtifak hakkı tesisi, parselasyon yapılması gibi uygulamalar öngörülerek maliklerin mülkiyet haklarının korunmasına yönelik düzenlemelerin uygulanması yoluna gidilebileceği, uyuşmazlıkta ise davalı idarece bu ayrımların göz ardı edilerek, taşınmazın proje kapsamında hangi kullanımda kaldığı, kamu hizmetine tahsis edilip edilmediği, kamulaştırma gerekip gerekmediği değerlendirilmeden proje kalan taşınmazların kamulaştırılması yolunda işlem tesis edildiği, Tarlabaşı Yenileme Alanı kapsamında hazırlanan yenileme projesinde öngörülen kullanımlar dikkate alındığında ticaret, turizm gibi kamu hizmeti niteliğinde olmayan kullanımlara ayrılmış taşınmazların da kamulaştırılması kararı alınarak taşınmaz maliklerinin mülkiyet haklarının farklı kişilere devri yolunda uygulamalara neden olunduğunun anlaşıldığı, 5366 sayılı Kanun uyarınca kamulaştırma uygulamalarının gerçekleştirilmesi amacıyla yenileme alanı ilan edilen bir bölgeye yönelik olarak yenileme alanı ilanı sonrasında yenileme projesi hazırlanması ve anılan proje doğrultusunda imar planı değişikliklerinin yapılması, söz konusu projeler ve mevcut imar planlarında öngörülen kullanım kararları dikkate alınarak öngörülen kullanım kararlarıdoğrultusunda uygulama işlemlerinin tesis edilmesinin gerektiği; bir alanın yenileme alanı ilan edilmesinin ve taşınmazın yenileme alanı içerisinde kalmasının tek başına kamulaştırma işlemi tesis edilmesine gerekçe olamayacağı sonucuna ulaşıldığı, 5366 sayılı Kanun hükümlerinde, yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş tarihi ve kültürel taşınmazların yenilerek korunması ve yaşatılması amacı yanında, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanlarının oluşturulması, kamu hizmeti için ayrılan alanların kamulaştırılması; bunun dışında kalan kullanım alanlarının kamulaştırılması yerine 634 sayılı Yasa gereği kat mülkiyeti tesisi ya da 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili maddelerinde düzenlenen intifa ve üst hakkı kurulması yoluyla sınırlı bir ayni hak kurulması yolunun uygulanmasının öngörüldüğü, bu durumda, davacıya ait taşınmazın belirtilen ilkeler dışında sırf yenileme alanı içinde kalması ve davacının davalı idare ile uzlaşmaması nedeniyle kamulaştırılması yönünde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, anılan karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 3. maddesinde “İdareler, kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya aşağıda belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilirler” ve 6. maddesinin son fırkasında “Onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek yoktur.” hükümlerine yer verilmiştir.

Avrupa İnsan hakları Sözleşmesinin Ek-1 Protokolünün Mülkiyetin Korunması başlıklı 1. maddesinde “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancakkamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmü bulunmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazı kapsayan alanın 20/02/2006 tarihli, 10172 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla “Tarlabaşı 1. Etap Yenileme Alanı” olarak ilan edildiği, 07/06/2006 tarihli, 10573 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yenileme alanı kapsamında kalan taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verildiği, bu alanla ilgili olarak 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıklarının Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun uyarınca davalı idarece ihale yoluyla proje hazırlandığı, hazırlanan projenin Kültür Bakanlığı İstanbul Yenileme alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 30/11/2007 tarihli, 26 sayılı kararıyla onaylandığı, 21/12/2010 onay tarihli 1/1000 ölçekli Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ile dayanağı 21/05/2009 onay tarihli, 1/5000 ölçekli Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının hazırlandığı, yenileme alanı kapsamında uygulanmak üzere hazırlanan yenileme projelerinin kabulüne ilişkin 30/11/2007 tarihli, 26 sayılı koruma kurulu kararı ile eki avan projelerin iptali istemiyle açılan davada İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 16/10/2017 tarihli, E: 2016/559, K: 2017/2272 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, anılan kararın Danıştay Ondördüncü Dairesinin 05/04/2018 tarihli, E: 2018/84, K: 2018/2364 sayılı kararıyla onandığı, dava konusu taşınmazı kapsayan alana ilişkin 21/12/2010 onay tarihli 1/1000 ölçekli Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ile dayanağı 21/05/2009 onay tarihli, 1/5000 ölçekli Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının iptali istemiyle açılan davada İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 12/04/2017 tarihli, E: 2015/1869, K: 2017/804 sayılı kararıyla dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği, anılan kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 14/02/2018 tarihli, E: 2017/5324, K: 2018/1302 sayılı kararıyla kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, dava konusu kamulaştırma işleminin dayanağı konumundaki 1/1000 ölçekli Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ile 1/5000 ölçekli Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının iptaline karar veren İdare Mahkemesi kararının temyizi üzerine Danıştay Altıncı Dairesinin 14/02/2018 tarihli, E: 2017/5324, K: 2018/1302 sayılı kararıyla “Yenileme Alanları açısından; dava konusu koruma amaçlı imar planlarına, 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun uyarınca 20/02/2006 tarihli, 2006/10172 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilen Yenileme Alanlarınailişkin bölgelerin avan projesine göre uygulama yapılacak alanlar olarak işlendiği, nitekim imar planı açıklama raporuna göre, yenileme alanı ilan edilen alt bölgelerin “… üst ölçekli planda, bu alanlarda yer alacak kentsel mekan fonksiyonları belirtilerek ve sınırları belirlenerek planlara aktarıldığı, bu alt bölgelerin; Tarlabaşı Bölgesi, Cezayir Çıkmazı (Fransız Sokağı) ve Çevresi, Tophane Bölgesi, Galata Kulesi ve Çevresi, Beyoğlu Belediye Başkanlığı Binası ve Çevresi, Bedrettin Mahallesi olarak belirtildiği ve bu alanlarda 5366 sayılı Kanun çerçevesinde İstanbul Yenileme Alanları Koruma Bölge Kurulunca onaylanacak avan projelere göre uygulama yapılacağının belirtildiği, ayrıca her ne kadar imar planı açıklama raporunda “Yenileme Alanlarında, hazırlanacak avan projelerinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilgili birimlerinin görüşünün alınacağı ve öncelikle koruma amaçlı imar planlarında öngörülen fonksiyonlar ve plan bütünlüğüne uyulması esas olup, koruma kriterlerine aykırı olmamak şartı ile, konut-ticaret-turizm-konaklama gibi fonksiyonlar ve sağlık-eğitim-sosyal-kültürel alan, belediye hizmet alanı, yönetim alanı, park ve çocuk oyun alanları gibi donatılar yer alabileceği” hükmü yer almış ise de bu hükümlerin koruma amaçlı imar planlarının onaylanması aşamasında Koruma Kurulunca iptal edildiğinin tespit edildiği,Altıncı Daire tarafından yapılan değerlendirme sonucunda; yukarıda yer alan 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan Yönetmelik hükümleri uyarınca, 5366 sayılı Kanunun sit alanlarında uygulandığı ve yenileme alanıilanı sonrasında bu alana ilişkin koruma amaçlı imar planın varlığı halinde yenileme projesi hazırlanması ve anılan proje doğrultusunda imar planı değişikliklerinin yapılması, koruma amaçlı imar planının olmadığı yerlerde isekoruma amaçlı imar planı yapılarak bu plan doğrultusunda avan projesinin hazırlanması ve söz konusu projeler ve mevcut koruma amaçlı imar planlarında öngörülen kullanım kararları dikkate alınarak öngörülen kullanım kararları doğrultusunda uygulama işlemlerinin tesis edileceğinin açık olduğu, dava konusu 1/1000 ölçekli Uygulama ve 1/5000 ölçekli Nazım Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planlarında söz konusu yenileme alanların imar planı onama sınırı içerisinde yer aldığı, ancak bu alanlara ilişkin yoğunluk, kullanım ve yapılaşmaya yönelik temel kararların koruma amaçlı imar planında yer almadığı sadece avan projelere göre uygulama yapılacağının belirtildiği, bu durumda yenileme alanlarına ilişkin bu denli esnek ve avan projeye dayalı karar verme süreci işletilmesinin koruma amaçlı imar planı bütünlüğünü zedeleyecek nitelikte olduğundan şehircilik ilkeleri ve planlama esasları ile örtüşmediği sonucuna ulaşıldığındanİdare Mahkemesince bu hususa yönelik olarak da hüküm kurularak bu kısım bakımından dava konusu koruma amaçlı imar planlarının iptaline karar verilmesi gerektiği”belirtilmiştir.

Diğer taraftan yenileme alanı kapsamında uygulanmak üzere hazırlanan yenileme projelerinin kabulüne ilişkin 30/11/2007 tarihli, 26 sayılı koruma kurulu kararı ile eki avan projelerin iptali istemiyle açılan davada İdare Mahkemesince “mevzuat hükümleri uyarınca; sit alanları ile sit alanlarına ait koruma alanlarının bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması aşamasında hazırlanan yenileme projelerinin, söz konusu alanları, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamaları, sağlıklaştırma, yenileme alan ve projeleri, uygulama etap ve programları, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımı, alt yapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımları gibi husuları düzenleyen koruma amaçlı imar planlarına dayanması, söz konusu plan ilkeleri çerçevesinde hazırlanarak planla bütünlük oluşturmasının gerektiği açık olduğu, bu durumda; projelerin onaylandığı tarihte alana ilişkin Koruma Amaçlı İmar Planları bulunmamakla birlikte, 21/05/2009 tarihinde, 1/5.000 ölçekli Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının, 21/12/2010 tarihinde de 1/1.000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının onaylandığı, İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nin 12/04/2017 tarih ve E: 2015/1869, K: 2017/804 sayılı kararıyla anılan planların iptaline karar verildiği anlaşılmakla, yenileme alanına ilişkin avan projelerin onaylanmasına ilişkin dava konusu işlemin ve eki projelerin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve hukuka aykırı olduğu” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği görülmüştür.

Öte yandan; dava konusu taşınmazın bulunduğu alan civarında bulunan farklı bir taşınmaz malikince taşınmazının kamulaştırılmasına ilişkin Beyoğlu Belediye Encümeninin 23/06/2009 tarihli, 762 sayılı işleminin uyuşmazlık konusu edildiği davada İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 31/03/2015 tarihli, E: 2014/1545, K: 2015/832 sayılıDanıştay Altıncı Dairesinin 10/04/2014 tarihli, E: 2012/1780, K: 2014/2908 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozma kararına uyulmayarak verilen davanın reddine yönelik ısrar kararının temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/04/2018 tarihli, E: 2015/2562, K: 2018/1815 sayılı kararı ile bozulduğu görülmüştür.

Bu durumda, dava konusu edilen kamulaştırma işleminin dayanağı konumundaki 1/1000 ölçekli Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ile 1/5000 ölçekli Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının yenileme alanlarına ilişkin kısmına yönelik Dairemizin bozma kararı ile diğer bir dayanağı olan yenileme alanı kapsamında uygulanmak üzere hazırlanan yenileme projelerinin kabulüne ilişkin 30/11/2007 tarihli, 26 sayılı koruma kurulu kararı ile eki avan projelerin İdare Mahkemesince iptaline karar verildiği gözetildiğinde dava konusu kamulaştırma işleminin de dayanağının kalmadığı açık olduğundan dava konusu Belediye Encümeni kararında bu nedenlerle de hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptali yolunda İstanbul 4. İdare Mahkemesince verilen 28/01/2016 tarihli, E: 2015/1384, K: 2016/155 sayılı kararın yukarıda anılan ek gerekçe ile ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 02/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.