1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 2016/8585 K: 2020/2271 T: 20.2.2020


Parselasyon işlemini tesis etmeye belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde genel yetkinin belediye encümenine ait olduğu, kanunun açıkça yetkilendirdiği özel durumlarda istisnai olarak Bakanlığın parselasyon yapabileceği, riskli alan ya da rezerv alan olmaksızın, parselasyon işlemi yapılabilmesi için gerekli bir koşul olmayan parsel maliklerinin muvafakatinin davalı Bakanlığın dava konusu parselasyon işlemini onaylamaya geçerlilik kazandırmayacağı.

İSTEMİN KONUSU: Kayseri 1. İdare Mahkemesinin 26/04/2016 tarih ve E: 2015/780, K: 2016/474sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, A1 Mahallesi, 3802 ada 2, 5, 6 ve 7 sayılı parseller ile 3388 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda 644 sayılı KHK’nın 7.maddesinin 1.fıkrasının (e) bendi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 12.04.2015 tarih ve 6130 sayılı kararı ile onaylanan parselasyon işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, parselasyon işleminin üst ölçekli imar planlarına uygun olduğu, düzenleme sınırının mevzuata uygun olarak geçirildiği, düzenleme ortaklık payı doğru hesaplanarak kesintinin imar mevzuatında belirtilen yerler için yapıldığı, 3802 ada 2, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların 2981 sayılı Kanunun 10/b maddesi uyarınca oluştuğu bu sebeple anılan parsellerden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadığı, 3802 ada 2, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlardaki kesintilerin düzenleme ortaklık payı kesintisi olmadığı, mal sahiplerinin kendi rızalarıyla bağış yaparak elde edilen kesintiler olduğu, 3388 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar daha önce bedelsiz terk yaptıklarından düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamasının doğru olduğu, parselasyon teknikleri ve dağıtım ilkelerine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde parselasyon işlemini onaylama yetkisinin belediye encümenine ait olduğu, bu sebeple dava konusu işlemin yetki unsuru yönünden sakat hale geldiği, ayrıca düzenleme sınırının mevzuata uygun geçirilmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyize konu kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ AHMETCEMBAYRAK’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY: Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, A1 Mahallesi, 3802 ada 2, 5, 6 ve 7 sayılı parseller ile 3388 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi ve 644 sayılı KHK’nın 7.maddesinin 1.fıkrasının (e) bendi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 12.04.2015 tarih ve 6130 sayılı kararı ile parselasyon işlemi onaylanmıştır. Bu parselasyon işlemi ile yoldan ihdas sonucu oluşan 31,64 m2’lik alanın düzenleme ortaklık payından düşüldüğü, mülkiyeti davacı idareye ait 3388 ada, 1 ve 4 sayılı parsellerden daha önce bedelsiz terk yaptıkları gerekçesiyle düzenleme ortaklık payı kesilmediği, 3388 ada, 2 ve 3 sayılı parsellerden ise %17 oranında düzenleme ortaklık payı kesildiği, mülkiyeti özel şahıslara ait 3802 ada, 2, 5, 6 ve 7 sayılı parseller yönünden ise düzenleme ortaklık payı oranına tekabül eden 641 m2’lik alanın anılan taşınmazın maliklerince bedelsiz yola terk edildiği, düzenleme ortaklık payı kesilmediği görülmüştür. Anılan parselasyon işlemi sonucunda, davacı idare ve özel şahısların hissedar olduğu 3587,85 m2 büyüklüğünde 3388 ada, 1 sayılı imar parseli oluşmuştur. Bu işlem, 22.04.2015 – 22.05.2015 tarihleri arasında askıya çıkartılmış, davacı idare tarafından, düzenleme sınırının mevzuata uygun geçirilmediği, mükerrer düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı iddiasıyla 18.05.2015 tarihinde itiraz edilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 15.06.2015 tarih ve 10045 sayılı kararı ile itirazın reddi üzerine 09.07.2015 tarihinde anılan parselasyon işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun “Tanımlar” başlıklı 2.maddesinde, “Riskli yapı: Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapıyı ifade eder.” hükmüne,

“Uygulama işlemleri” başlıklı 6.maddesinin 5.fıkrasında, “Bakanlık;

a) Riskli alanlara, rezerv yapı alanlarına ve riskli yapıların bulunduğu taşınmazlara ilişkin her tür harita, plan, proje, arazi ve arsa düzenleme işlemleri ile toplulaştırma yapmaya yetkilidir. (…) ” hükmüne yer verilmiştir.

644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “Görevler” başlıklı 2.maddesinin 1.fıkrasının (ı) bendinde, “Depreme karşı dayanıksız yapılar ile imar mevzuatına, plan, proje ve eklerine aykırı yapıların ve bunların bulunduğu alanların dönüşüm projelerini ve uygulamalarını yapmak veya yaptırmak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görevleri arasında sayılmıştır.

Aynı Kararnamenin “Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü” başlıklı 7.maddesinin 1.fıkrasının (e) bendinde de, “2. maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde belirtilen konularla ilgili olarak her ölçekteki imar planı ve imar uygulamalarını, kentsel tasarım projelerini yapmak, yaptırmak ve onaylamak görevinin Mekansal Planlama Genel Müdürlüğüne ait olduğu belirtilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun “Arsa ve Arazi düzenlemesi” başlıklı 18. maddesinde; “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.(…)” hükmüne,

“Parselasyon planlarının hazırlanması ve tescili” başlıklı 19.maddesinde; “İmar planlarına göre parselasyon planları yapılıp, belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni, dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe girer.(…) hükmüne yer verilmiştir.

İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlenmesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “Düzenleme Sahalarının Tesbiti Esasları” başlıklı5. maddesinde, “Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, belediye encümeni kararı ile; dışında valilikler, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar programlarında öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, yeterli miktarda arsayı, konut yapımına hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tesbit etmek ve uygulamasını yapmak mecburiyetindedir.

Konut yapımına hazır arsa sayısının, bir önceki yıl verilen inşaat ruhsatından az olmamasına dikkat edilir.

Belirlenen düzenleme sahası bir müstakil imar adasından daha küçük olamaz.

Ancak, imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle, yeniden düzenlemesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmında birkaç taşınmaz malın tevhid ve ifraz yoluyla imar plânı ve imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde, adanın geri kalan kadastro parselleri müstakil bir imar düzenlenmesine konu teşkil edebilir.(…)” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Temyizen incelenen dosyada, Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, A1 Mahallesi, 3802 ada 5, 6 ve 7 sayılı parseller üzerinde riskli yapı tespitinin bulunması nedeniyle, 6306 sayılı Kanun ve 644 sayılı KHK hükümleri uyarınca bu parseller üzerinde parselasyon işlemi yapmanın davalı Bakanlığın yetkisinde olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamakta ise de, dava konusu parselasyon işlemini onaylama hususunda mevzuat gereği davalı idarenin yetkili olacağı riskli yapı tespiti ya da riskli alan yahut rezerv yapı alanı ilanı bulunmayan özel şahıslara ait 3802 ada, 2 sayılı parselin düzenlemeye alınan kısmı ile 3388 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı mülkiyeti davacı idareye ait taşınmazların da düzenleme sahasına dahil edildiği görülmektedir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, parselasyon işlemini tesis etmeye belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde genel yetkinin belediye encümenine ait olduğu, kanunun açıkça yetkilendirdiği özel durumlarda istisnai olarak Bakanlığın parselasyon yapabileceği anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığa konu olayda, davalı idare tarafından, 3802 ada, 2 sayılı parsel maliklerinin parselasyon işlemine muvafakat ettikleri bu sebeple anılan parselin düzenleme sahasına alındığı ileri sürülmüş ise de, dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, yetki unsuru açısından herhangi özel bir durumu bulunmayan 3802 ada, 2 sayılı parsel ile 3388 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlarda parselasyon işlemi yapmanın Kocasinan Belediye Encümeninin yetkisinde olduğu açık olup parselasyon işlemi yapılabilmesi için gerekli bir koşul olmayan parsel maliklerinin muvafakatinin davalı Bakanlığın dava konusu parselasyon işlemini onaylamaya geçerlilik kazandırmayacağı kuşkusuzdur.

Öte yandan, davalı idare tarafından, 3802 ada, 2 sayılı parsel ile 3388 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların uygulamaya alınmasında düzenleme sahasının bir müstakil imar adasından küçük olamayacağı gerekçesine dayanılmış ise de, anılan kuralın yetkili idarece usulüne uygun olarak yapılmış parselasyon işleminin esasına ilişkin olması nedeniyle parselasyon işleminin yetkili makamlarca onaylanmasına dair kanunla düzenleme altına alınan yetki unsurunu bertaraf edemeyeceği tartışmasızdır.

Bu durumda, parselasyon işleminin yetki unsuru yönünden mevzuata aykırı olduğu görüldüğünden dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne, 2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu Kayseri 1. İdare Mahkemesinin 26/04/2016 tarih ve E: 2015/780, K: 2016/474 sayılı kararının BOZULMASINA, Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 20/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.